Türkiye Taş Kömürleri Kurumu (TTK) Armutçuk Müessese Müdürlüğü’ne bağlı Alacaağzı Kömür Ocağı’nın, ihalesine çok kısa bir süre kala emniyet gerekçesiyle su altında kaldığını belirten CHP Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Sertan Ocakcı, bu tedbir için neden bir yıldır beklendiğini sordu. Durumun ihale için herhangi bir olumsuzluk oluşturup oluşturmayacağının da açıklanmasını isteyen Ocakcı, bölgedeki işsiz insanlar için bir umut olarak görülen bu ocağın geleceği konusunda yetkililerin bilgilendirme yapması gerektiğini dile getirdi.
29 Eylül 2016 16:49
Ocakcı’nın konuyla ilgili yazılı açıklaması şöyle: “Türkiye Taşkömürü Kurumu, Armutçuk Müessesesi işletme sahalarından Alacaağzı Bölgesini 19 Ekim 2016’da ihale edeceğini kendi sitesi de dahil olmak üzere çeşitli kanallardan ilan etmiştir. Bu işletme sahasının, kurum personel almadığından dolayı, maden ocağının ihale edilmesi ile bölge halkı zor şartlar altında yaşayan ve kapanan maden ocaklarının yerine küçük de olsa bir umut taşımaktaydı. Burada oluşacak olan istihdam hacmi başta Kandilli beldesi olmak üzere tüm civar yerleşim yerlerindeki işsiz madencilere ve iş bekleyen birçok vatandaşımızın işsizlik sorununa çözüm umudu olarak görülmekteydi. Günümüze kadar olan sürecin içerisinde AKP milletvekillerinin, siyasetçilerinin ve kurumu yönetenlerin yaptıkları açıklamalar; işsizlikten kıvranan bölge halkına iş ve aş umudu vermiş idi. Türkiye Taşkömürü Kurumu kendi olanakları ile yaklaşık bir yıldır Alacaağzı sahasını ihaleye hazır hale getirmek için çalışma yapmakta ve yapılan bu çalışma bölge halkına ve Kandilli beldesi yaşayanlarını umutlandırmaya devam ettirmekteydi. Ancak, bölge halkının umutlarını ve beklentilerini yok sayarcasına ihale tarihine çok kısa bir süre kala kimin ve kimlerin verdiği bilinmeyen bir karar ile Alacaağzı işletme sahasının (-300 ve -104 katları) sular altında kalmasına sebep veren bir çalışma başlatılmıştır.
Alınan bu kararın nedenini ve gerekçesini yetkililere sorduğumuzda ise emniyet şartlarından kaynaklandığı cevabı verilmektedir. Fakat işsizlik ile kıvranan ve genlerinde madencilik olan bölge halkımız için artık bazı sözler samimi gelmemektedir. Verilen bu cevabın akılımıza getirdiği soruları kamuoyu ile paylaşmak isteriz. İhale edilecek olan ve ihale şartları önceden belirlenen bu maden ocağına su basılması ile resmi ihale şartnamesinin değişmesine sebep olmamış mıdır? İhaleye girmeyi hedefleyen firmaların bu durumda ihaleye girme kararlarında olumsuzluk oluşturacak mıdır? Yaklaşık 1 yıldır emniyeti alınmayan ya da tedbir alınmayan bölge için ihaleye günler kaldığında mı bu tedbir alınmaktadır? Uzun zamandır bekleyen maden ocağında yapılan bu emniyet çalışmasından ihaleye katılmak isteyen firmaların haberi var mıdır? Bir anda alınan kararla yapılan bir emniyet tedbiri kararını verenler ihaleye günler kaldığından haberdar değiller midir? Ve ihale sonrası tedbir alamayacak kadar emniyet açısından vahim bir durum mu gördüler? Bu uygulama, personel eksikliği gerekçesi ile yapılmış ise; kuruma ait diğer müesseselerden temin edilemez miydi? Günümüze kadar olan zaman içerisinde sürekliliği sağlanamayan işletme sahası sular altında kalınca ayakta kalabilecek mi? Bu bölge tekrar işletmeye açılacak olur ise; ne kadar yatırım farkı oluşacak? Ve bu fark kim tarafından finanse edilecek? En önemlisi de bölgeyi devlet işletmeyecek ise (devlet personel almayarak işletmeyeceğini belirtiyor) bu bölgeye yatırım yapacak işletmeci bulunabilecek midir? Kamuoyu ile paylaşılması ve aydınlatılabilmesi gereklilik arz eden bu durum içerisinde ihalenin devamı ya da iptali ile ilgili bilgilendirme yapılmasıdır. Yapılan birçok açıklama, siyasi söylem ve vaatler içeren açıklamalar ile beklenti içine giren bölge halkımıza ne söylenmesi düşünülüyor? İşsizlik ve yoksulluk sınırı altında kalan bölge halkımız için yetkilileri göreve ve kamuoyunu aydınlatmaya davet ediyoruz.”
