Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile konfederasyona bağlı bazı sendikaların genel başkanları, Zonguldak’ta Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden ocağının -560 koduna inerek maden işçileriyle birlikte kahvaltı yaptı.
10 Eylül 2013 13:07
Türk-İş’in maden ocağı ziyaretine Türk-İş Genel Başkanı ve Demiryol-İş Sendikası Genel Başkanı Ergün Atalay, Türk-İş Genel Mali Sekreteri ve Yol-İş Sendikası Genel Başkanı Ramazan Ağar, Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri ve TEKSİF Sendikası Genel Başkanı Nazmi Irgat, Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri ve Koop-İş Sendikası Genel Başkanı Eyüp Alemdar, Türkiye Maden İşçileri Sendikası Genel Başkanı Nurettin Akçul, Denizciler Sendikası Genel Başkanı Hasan Pekdemir, Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Ergin Alşan, Dok-Gemi İş Sendikası Genel Başkanı H.Necip Nalbantoğlu, Çimse-İş Sendikası Genel Başkanı Zekeriye Nazlım ile Sendikaların Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Ziyarette ev sahibi olarak GMİS Genel Başkanı Eyüp Alabaş, Genel Başkan Yardımcısı Satılmış Uludağ, Genel Sekreteri Behzat Cinkılıç, Genel Mali Sekreteri Muharrem Sarıçam, TTK Genel Müdür Yardımcıları Mahmut Özçelik ve İsmail Güner İle Kozlu Müessese Müdürlüğü yöneticileri ile GMİS’e bağlı şubelerin başkan ve yöneticileri hazır bulundu.
Ziyarette ilk olarak Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Uzunmehmet kuyu başında maden işçilerine hitap etti. Maden işçileriyle buluşmak amacıyla Zonguldak’a geldiklerini belirten Atalay, şöyle dedi: “Zonguldak, işçinin başkenti, Zonguldak emeğin başkenti. Kömür olmasa Zonguldak olmaz, Zonguldak olmasa kömür olmaz diye bir algı var. Bu bölgenin bu işyerinin yeni işçilere ihtiyacı var. Bu işyerinin 4 bine yakın kadroya geçmesi gereken ve gruplu çalışan işçileri var. Bu bölgede kuralsız çalışan, sendikalı olmayan taşeron işçileri var. Bu bölgedeki bu üç problem bizim problemimiz, sizin probleminiz. Zonguldak’ın esnaf odasından belediye başkanına, milletvekiline muhalefetinden iktidarına gazetecisine, sokaktaki vatandaşına kadar bu üç meselede kol kola omuz omuza olma mecburiyeti var. 2009 yılında bölgeye alınan işçiler için o çorbada benim de tuzum var. İnşallah önümüzdeki dönemde muhalefet milletvekilleri, iktidar milletvekilleri, Zonguldak olarak tek vücut halinde bu kuruma işçi aldırmak mecburiyetimiz var. İşçi alımıyla birlikte gruplu arkadaşlarımızın daimi kadroya geçmeleri için Zonguldak’ın, Türk-İş’in, siyasetçinin emek sarf etmesi gerekiyor. Bir vilayette futbol takımı küme düşerse il de küme düşüyor. Zonguldakspor amatör kümede. Topyekün Zonguldak halkı gayret sarf edip takımı profesyonel lige çıkarması gerekiyor.”
“TTK’NIN 5 BİN İŞÇİYE İHTİYACI VAR” Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan ücret farklarının da 14 Eylül’e kadar ödeneceğini belirtti. Türk-İş heyeti ardından, TTK yöneticilerinin verdiği brifingin ardından TTK Kozlu Müessesesi – 560 kodunda bulunan 6. kartiye üretim alanına indi. Burada çalışma koşullarıyla ilgili incelemeler yapan Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ile Türk-İş heyeti, işçilerle maden ocağında kahvaltı yaptı ve sohbet etti. Atalay ocak çıkışında yaptığı açıklamada ise, şunları kaydetti: “Öncelikle söylemek gerekiyor; Aşağısını görmeden aşağısını anlatmak çok zor. Aşağıda çalışma şartlarını görmeyene kömürcüyü anlatmak çok zor. Bu benim 3 kez maden ocağına girişim. 2009 yılında da Sayın Başbakanımızla birlikte girmiştim. Benim Enerji Bakanından ve Çalışma Bakanından bir arzum var. En kısa zamanda Hazine Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek’i ve Başbakan Yardımcımız Sayın Ali Babacan’ı bu ocakta iki saat misafir etsinler istiyorum. Çünkü bu kurumun 5 bin işçiye ihtiyacı var. Bir de 4 kişinin yapacağı işi şu anda aşağıda iki kişi yapıyor. Bu durum iş güvenliği açısından risk teşkil ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde bu gibi ocaklar teknolojiyle ayakta durmuyor, insan gücüyle ayakta duruyor. Ben özellikle belirtmek istiyorum, buraya işçi alınması noktasında bu bölgenin Sayın Başbakanımızın himmetine ihtiyacı var. Burada gruplu statüde çalışan arkadaşlarımız var, onlarında daimi kadroya geçirilmesi gerekiyor. Yani aşağının çalışma şartlarını görmeyenlere hiçbir şey anlatma imkanımız yok. Allah aşağıda çalışanların yardımcısı olsun. Biz de Türk-İş olarak, Genel Maden İş olarak elimizi değil taşın altına vücudumuzu koymak zorundayız.”