42 yıl sonra kavuştuğu abisiyle, babasının mezarına gitti
Kdz. Ereğli’de yaşayan Abdülkadir Özdemir, 42 yıldır görmediği kardeşini dedektif gibi arayıp, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta bulmuştu. 42 yıl sonra ilk kez görüşen kardeşler mutluluk gözyaşları ile birbirlerine sarılarak hasret gideriyor. 42 yıllık hasreti sona eren Aysel Yıldızbakan, oğlu Haluk Kazan ile ağabeyleri Fatih ve Abdülkadir Özdemir ile birlikte babası Ahmet Özdemir’in Çaylıoğlu’ndaki mezarını ziyaret etti. Babasının mezarı başında gözyaşı döken Aysel Yıldızbakan, ağabeyi Abdülkadir Özdemir’in okuduğu Kur’an-ı Kerim’i dinledi ve dua etti. Bugüne kadar çok büyük sıkıntılar çektiğini anlatan Yıldızbakan, kendisine çocuklarının neden ayrı kimliklerden olduğunu soran ağabeyine, yaptığı yanlışların farkında olduğunu ve hata yaparken yalnız olduğunu aktardı. Yıldızbakan, “Yıllardır itilip kakıldım. Bana yaşatılan bütün utançlara rağmen kendi doğrularından şaşmadım” dedi.
Yıldızbakan ailesinden habersiz gurbette yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı: “Çok dramatik bir yaşamım var. Kimsesizliğin verdiği, soyadımın olmayışının, itilerek kakılarak kenar mahallelerde yaşamamın bütün insanlık haklarım... Benim hayatım aşınmadı. Benim yaşam haklarım elimden alındı. Babamın mezarına toprağına dokundum. Babamın evine geldim. 10 dakika sonra benim oğlum da benim kaderimi yaşıyor. Oğlumun babası vefat etti. Bu hiç bir senaryo da inanarak belki izleyebileceğimiz bir şey değil. Ama bu benim yaşam gerçeğim. O da babasının adını benim gibi taşımıyor. İki ay önce kendi hayatımla ilgili bir kitap yazmaya karar vermiştim. Ben azimle, inançla bana yaşatılan bütün utançlara rağmen bütün acılara rağmen kendi inandığım doğrudan şaşmadım. Ben dayakları yiyip sokaklara atılırken, bana söylene şuydu; ‘Güvendiğin varsa çağır gelsin.’ Şimdi benim arkamda ordu gibi insanlarım var. Hayatımda beni en çok üzen olay babasızlığım. Benim babasızlığımdan, kimsesizliğimden kaynaklı bana yaşatılan utançlar. Bana ağabeyim bile sordu. Neden böyle. Çocuklarımın babalarının neden ayrı babalardan olduğunu sordu. Bende ağabeyime şunu sordum. ‘Ben hata yaptığımda sen var mıydın? Bana sordun mu bu insan kötüdür’ diye...”
Aysel Yıldızbakan’ın oğlu Haluk Kazan ise dedesinin mezarını ziyaret ettiği sırada kendisine telefon geldiğini ve babası Erkan Erkaplan’ın kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini söyledi. Çok karmaşık duygular yaşadığını ifade eden Haluk Kazan, “Çocukluğumdan bu yana hep itildim. Dövüldüm. Ama gururumdan bir şey kaybetmedim” ifadelerini kullandı. Mezarlık ziyareti sonrasında köy meydanında oturan kardeşler, babalarından kalan evraklara baktı. Evraklar içerisinde kendi doğum karnesini bulan Aysel Yıldızbakan, kaç kilo doğduğunu sorup, babasının resmine bakıp oğluna gösterdi.
09 Ekim 2013 18:13
Kdz. Ereğli’de yaşayan Abdülkadir Özdemir, 42 yıldır görmediği kardeşini dedektif gibi arayıp, sosyal paylaşım sitesi Facebook’ta bulmuştu. 42 yıl sonra ilk kez görüşen kardeşler mutluluk gözyaşları ile birbirlerine sarılarak hasret gideriyor. 42 yıllık hasreti sona eren Aysel Yıldızbakan, oğlu Haluk Kazan ile ağabeyleri Fatih ve Abdülkadir Özdemir ile birlikte babası Ahmet Özdemir’in Çaylıoğlu’ndaki mezarını ziyaret etti. Babasının mezarı başında gözyaşı döken Aysel Yıldızbakan, ağabeyi Abdülkadir Özdemir’in okuduğu Kur’an-ı Kerim’i dinledi ve dua etti. Bugüne kadar çok büyük sıkıntılar çektiğini anlatan Yıldızbakan, kendisine çocuklarının neden ayrı kimliklerden olduğunu soran ağabeyine, yaptığı yanlışların farkında olduğunu ve hata yaparken yalnız olduğunu aktardı. Yıldızbakan, “Yıllardır itilip kakıldım. Bana yaşatılan bütün utançlara rağmen kendi doğrularından şaşmadım” dedi.
Yıldızbakan ailesinden habersiz gurbette yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı: “Çok dramatik bir yaşamım var. Kimsesizliğin verdiği, soyadımın olmayışının, itilerek kakılarak kenar mahallelerde yaşamamın bütün insanlık haklarım... Benim hayatım aşınmadı. Benim yaşam haklarım elimden alındı. Babamın mezarına toprağına dokundum. Babamın evine geldim. 10 dakika sonra benim oğlum da benim kaderimi yaşıyor. Oğlumun babası vefat etti. Bu hiç bir senaryo da inanarak belki izleyebileceğimiz bir şey değil. Ama bu benim yaşam gerçeğim. O da babasının adını benim gibi taşımıyor. İki ay önce kendi hayatımla ilgili bir kitap yazmaya karar vermiştim. Ben azimle, inançla bana yaşatılan bütün utançlara rağmen bütün acılara rağmen kendi inandığım doğrudan şaşmadım. Ben dayakları yiyip sokaklara atılırken, bana söylene şuydu; ‘Güvendiğin varsa çağır gelsin.’ Şimdi benim arkamda ordu gibi insanlarım var. Hayatımda beni en çok üzen olay babasızlığım. Benim babasızlığımdan, kimsesizliğimden kaynaklı bana yaşatılan utançlar. Bana ağabeyim bile sordu. Neden böyle. Çocuklarımın babalarının neden ayrı babalardan olduğunu sordu. Bende ağabeyime şunu sordum. ‘Ben hata yaptığımda sen var mıydın? Bana sordun mu bu insan kötüdür’ diye...”
Aysel Yıldızbakan’ın oğlu Haluk Kazan ise dedesinin mezarını ziyaret ettiği sırada kendisine telefon geldiğini ve babası Erkan Erkaplan’ın kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiğini söyledi. Çok karmaşık duygular yaşadığını ifade eden Haluk Kazan, “Çocukluğumdan bu yana hep itildim. Dövüldüm. Ama gururumdan bir şey kaybetmedim” ifadelerini kullandı. Mezarlık ziyareti sonrasında köy meydanında oturan kardeşler, babalarından kalan evraklara baktı. Evraklar içerisinde kendi doğum karnesini bulan Aysel Yıldızbakan, kaç kilo doğduğunu sorup, babasının resmine bakıp oğluna gösterdi.
