“Milli gelirimizi artırmanın yolu üniversitelerden geçiyor”
Candan, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Tasarısı çerçevesinde üniversiteler bütçesi üzerine AK Parti Grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, üniversitelerin bulundukları topluma yön veren, sanayi ve teknolojinin gelişmesine lokomotiflik eden kurumlar olduğunu belirtti. Prof. Dr. Candan, şunları kaydetti: “Artık ülkelerin gücünü, askeri güçler değil; daha çok ürettikleri bilgi, üniversitelerde üretilen bilgi ve bu bilginin teknolojiye-topluma entegresi oluşturmaktadır. Onun için, üniversitelerimize bu bilgi çağında çok daha büyük görev düştüğünün farkındayız. İktidarımız döneminde ortaöğretime katılımın ve okullaşma oranının yükselmesi, genç nüfusumuzun yoğunluğu ve buna bağlı olarak yükseköğretime talebin fazlalığı hepimizin malumudur. Dolayısıyla bugüne kadar yükseköğretime yapılan yatırımlar, ülkemizin her iline yaygınlaştırılan üniversiteler ve vakıf üniversitelerinin kurulmasının desteklenmesiyle, çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır. 2002 yılında devlet üniversitelerinin sayısı sadece 76 idi. 2013 yılında devlet üniversitelerinin sayısı 175’e çıkmıştır. 2002 yılında örgün eğitimdeki öğrenci sayımız bir milyon 250 bin iken, bu sayı bugün iki milyon 700 bine çıkmıştır. Yani yaklaşık artış, yüzde 117’dir. Bu iki milyon 700 binlik sayı, aslında Avrupa’da birçok devletin toplam nüfusundan daha fazladır. Dolayısıyla, burada eleştirilecek işler yapılırken birçok nokta gözden kaçırılmış, atlanmış olabilir ama burada önemli olan doğru stratejiyi belirlemektir, bu kadar hızlı artışın karşılığında…
Bu on yıllık süreçte ilerleme kaydettiğimiz konulardan birisi de bütçe idi. 2002 yılında üniversitelerin bütçesi 2,5 milyon lira iken, bugün bu bütçe 17 milyar liraya ulaşmıştır. Bu da yaklaşık yüzde 576’lık bir artışı beraberinde getirmektedir. Çok enteresan bir durum var. Üniversite kaynaklı patentlere baktım. 2002 yılında patent başvuru sayısı sadece 6 ve bunun yalnızca 2 tanesi tescil ediliyor. Çok ilginçtir. 2013 yılında ise bu rakam 433 başvuruya ve 92 tescile ulaşıyor. Bu elbette yeterli değildir. Daha çok çalışmamız gerekiyor. Batılı ülkedeki üniversitelere ve Uzakdoğu’daki üniversitelere baktığımızda, geridedir. Ama diğer dünya ülkelerine baktığımızda, oldukça ileridedir. Daha çok çalışmamız gerektiğinin bir göstergesidir. Ayrıca burada 11 bin dolar milli gelirimiz var. Bunu artırabilmemizin yolu, katma değeri yüksek olan ürünler üretmektir. Bu da yine patentlerden ve dolayısıyla üniversitelerden geçmektedir. Uluslararası yayın sayımıza baktığımızda 2002’de 8 bin 400 civarında iken, şu anda 117 bine çıkmıştır. Yani yüzde 1281’lik bir artış vardır. Daha çok kaliteli uluslararası yayınlar yapmamız gerekiyor. Daha patente dayalı yayınlar yapmamız gerekiyor. Bunu da biliyoruz. İlk 500’de üniversite sayısı az. Bunu daha çok artırmamız gerekiyor. Bunun için gerekli stratejiler üzerinde zaten YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığımız çalışmaktadır. Akademik personel sayımız 2002’de 76 bin iken 133 bine çıkmıştır. Daha çok artırmamız gerektiğinin farkındayız. Bu arada, bazı katsayılar vardı; Meslek Lisesi mezunu olarak o günkü katsayıya ben takılsaydım, bugün ben de burada olmayacaktım belki. Bu bir zulümdür. Çok şükür bunu da kaldırdık. Ben 2014 bütçesinin toplumsal duyarlılığı olan, toplumun geleceğine ışık tutan bir bütçe olduğuna inanıyorum. Sosyal yönü güçlü olan, üniversitedeki gençlerimizin, üniversitelerin ve tüm toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını dikkate alan bir bütçe olduğuna inanıyorum.”
Takip et: @EregliBulteni
15 Aralık 2013 19:01
Candan, 2014 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Yasa Tasarısı çerçevesinde üniversiteler bütçesi üzerine AK Parti Grubu adına TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, üniversitelerin bulundukları topluma yön veren, sanayi ve teknolojinin gelişmesine lokomotiflik eden kurumlar olduğunu belirtti. Prof. Dr. Candan, şunları kaydetti: “Artık ülkelerin gücünü, askeri güçler değil; daha çok ürettikleri bilgi, üniversitelerde üretilen bilgi ve bu bilginin teknolojiye-topluma entegresi oluşturmaktadır. Onun için, üniversitelerimize bu bilgi çağında çok daha büyük görev düştüğünün farkındayız. İktidarımız döneminde ortaöğretime katılımın ve okullaşma oranının yükselmesi, genç nüfusumuzun yoğunluğu ve buna bağlı olarak yükseköğretime talebin fazlalığı hepimizin malumudur. Dolayısıyla bugüne kadar yükseköğretime yapılan yatırımlar, ülkemizin her iline yaygınlaştırılan üniversiteler ve vakıf üniversitelerinin kurulmasının desteklenmesiyle, çok önemli ilerlemeler sağlanmıştır. 2002 yılında devlet üniversitelerinin sayısı sadece 76 idi. 2013 yılında devlet üniversitelerinin sayısı 175’e çıkmıştır. 2002 yılında örgün eğitimdeki öğrenci sayımız bir milyon 250 bin iken, bu sayı bugün iki milyon 700 bine çıkmıştır. Yani yaklaşık artış, yüzde 117’dir. Bu iki milyon 700 binlik sayı, aslında Avrupa’da birçok devletin toplam nüfusundan daha fazladır. Dolayısıyla, burada eleştirilecek işler yapılırken birçok nokta gözden kaçırılmış, atlanmış olabilir ama burada önemli olan doğru stratejiyi belirlemektir, bu kadar hızlı artışın karşılığında…
Bu on yıllık süreçte ilerleme kaydettiğimiz konulardan birisi de bütçe idi. 2002 yılında üniversitelerin bütçesi 2,5 milyon lira iken, bugün bu bütçe 17 milyar liraya ulaşmıştır. Bu da yaklaşık yüzde 576’lık bir artışı beraberinde getirmektedir. Çok enteresan bir durum var. Üniversite kaynaklı patentlere baktım. 2002 yılında patent başvuru sayısı sadece 6 ve bunun yalnızca 2 tanesi tescil ediliyor. Çok ilginçtir. 2013 yılında ise bu rakam 433 başvuruya ve 92 tescile ulaşıyor. Bu elbette yeterli değildir. Daha çok çalışmamız gerekiyor. Batılı ülkedeki üniversitelere ve Uzakdoğu’daki üniversitelere baktığımızda, geridedir. Ama diğer dünya ülkelerine baktığımızda, oldukça ileridedir. Daha çok çalışmamız gerektiğinin bir göstergesidir. Ayrıca burada 11 bin dolar milli gelirimiz var. Bunu artırabilmemizin yolu, katma değeri yüksek olan ürünler üretmektir. Bu da yine patentlerden ve dolayısıyla üniversitelerden geçmektedir. Uluslararası yayın sayımıza baktığımızda 2002’de 8 bin 400 civarında iken, şu anda 117 bine çıkmıştır. Yani yüzde 1281’lik bir artış vardır. Daha çok kaliteli uluslararası yayınlar yapmamız gerekiyor. Daha patente dayalı yayınlar yapmamız gerekiyor. Bunu da biliyoruz. İlk 500’de üniversite sayısı az. Bunu daha çok artırmamız gerekiyor. Bunun için gerekli stratejiler üzerinde zaten YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığımız çalışmaktadır. Akademik personel sayımız 2002’de 76 bin iken 133 bine çıkmıştır. Daha çok artırmamız gerektiğinin farkındayız. Bu arada, bazı katsayılar vardı; Meslek Lisesi mezunu olarak o günkü katsayıya ben takılsaydım, bugün ben de burada olmayacaktım belki. Bu bir zulümdür. Çok şükür bunu da kaldırdık. Ben 2014 bütçesinin toplumsal duyarlılığı olan, toplumun geleceğine ışık tutan bir bütçe olduğuna inanıyorum. Sosyal yönü güçlü olan, üniversitedeki gençlerimizin, üniversitelerin ve tüm toplumsal kesimlerin ihtiyaçlarını dikkate alan bir bütçe olduğuna inanıyorum.”
Takip et: @EregliBulteni