Takip et: @EregliBulteni " />
  Sık Kullanılanlara Ekle |  Reklam  |  İletişim
  Gündem 
  Kocasakal: Bunlar muhafazakar değil, muhafaza-i kar!
Kocasakal: Bunlar muhafazakar değil, muhafaza-i kar!
 
   

     Konferansta konuşan İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal, yaşadığımız dönemde, sağ-sol ayrımının bir anlamı olmadığını belirterek, “Benim için değerli olan ayrım şudur; milli misin, gayri milli misin, ulusalcı mısın, küreselci misin, ben buna bakarım.” dedi. Kişilere çok fazla anlam yüklememek gerektiğine inandığını dile getiren Doç. Dr. Kocasakal, şöyle dedi: “Çünkü hiçbirimizin elinde sihirli bir değnek yok. İnsanlar gelir geçer, asıl güç, halkın gücüdür. Halkın örgütlü gücüdür. O güce kimse bir şey yapamaz. Günümüzde işgaller çok sinsi biçimde, tek mermi dahi atmadan, bu ülkeye tek bir asker dahi sokmadan, zihinlerde gerçekleşiyor. Görünür bir düşmana karşı mücadele çok daha kolaydır. Ama görünmez, sinsi bir düşmana karşı mücadele çok daha zordur. Bu işgal zihinlerde gerçekleşti. Türk toplumunun, Türk milletinin, kimyasıyla, genleriyle oynayarak, değerleri erozyona uğratılarak bu işgal gerçekleştirildi. Ve bu işgal, sözde demokrasi, barış, özgürlük nidalarıyla gerçekleşti. Benim saptamam şudur ki; Türkiye bugün işgal altında bir ülkedir. Bunu hepimizin iyi anlaması gerekiyor. Türkiye asla bağımsız bir ülke falan değildir. Kendimizi kandırmayalım. 18 Mart’ta topla, tüfekle o boğazları geçemediler ama sonra tek bir mermi atmadan başka bir yolla, hiçbirimizin ruhu duymadan, Türkiye’nin kalbine, Ankara’ya, İstanbul’a, İzmir’e, her yere çıktılar. Başka askerler var. Bu daha kötü. Yerli işbirlikçileri ve uşakları vasıtasıyla bunu yaptılar. Değerlerimizle oynayarak bunu yaptılar. Gerçek hasletlerimiz, siyah-beyaz Türk filmlerinde kaldı.”
     Türkiye’de karşı devrimin, 29 Ekim 1923’te başladığını dile getiren Kocasakal, “Cumhuriyet’in ilanıyla beraber karşı devrim de başladı.” dedi. Doç. Dr. Kocasakal, şöyle devam etti: “Bu anlamda üç önemli kırılma noktası olduğuna inanıyorum. İlk kırılma noktamız 10 Kasım 1938’dir. Atatürk’ün ölümüdür. Sanki bir rüya gördük. Cumhuriyet Devrimi gerçekleşti mi? Evet, bir Cumhuriyet devrimi oldu fakat Atatürk’ün ölümüyle yarım kaldı. İşte bize düşen görev, yarım kalmış bu Cumhuriyet devrimini tamamlamaktır. Bize Atatürk’ü, Cumhuriyet’i anlatmamışlar. Bize, sadece vakanüvislik anlatmışlar. Yani 19 Mayıs’ta şuraya çıktı, buraya gitti, şunu yaptı… Ama Cumhuriyet’in ekonomik mucizesini, devrimlerin özünü anlatmamışlar. Eğer kendinize Kemalist diyorsanız, bu altı okun altısını da sahiplenmek durumundasınız. İkinci kırılma noktası ise 1952’de Türkiye’nin NATO’ya girmesidir. Türkiye, NATO’ya girdiği andan itibaren tam bağımsızlığa veda etmiştir. NATO’ya girdikten sonra bu ülkenin bir milli ordusu kalmadı. Milli olanları da zaten içeri attılar. Şu anda tüm zenginliklerimiz, yeraltı kaynaklarımız yabancılara peşkeş çekilmiş durumdadır. Anayasa Mahkemesi’nin iki kez reddetmesine karşın, Bakanlar Kurulu kararıyla, üstelik karşılıklılık şartı aranmadan toprak alma izni verildi. Bunun adı vatana ihanettir. Tarımı ve hayvancılığı bitirdiler. Bu ülkeyi açlık bekliyor. Buğday, saman ithal ediyoruz. Şeker ithal ediyoruz. Daha kötüsü, bu ülke kurbanlık koyun ithal ediliyor.”
     Bir psikolojik harekat yürütüldüğünü de ifade eden Kocasakal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yeni sözcüğünden hiç hoşlanmıyorum. ‘Yeni’ Anayasa diyorlar, işte cinlik burada. Buna tepki gösterdiğimde, ‘Vay efendim sen 80 öncesine mi dönmek istiyorsun’ diyorlar. Ben 1930’lara dönmek istiyorum. Elbette ki o ruha, o nedenle 30’lara dönmek istiyorum. Türkiye 1930’larda, daha onurlu, daha başıdik, daha geleceğe güvenle bakan bir ülkeydi. Kendi kendine yeten, üreten, o yerli mallarıyla gurur duyan, insanları birbirine daha saygılı bir ülkeydi. Şimdi daha mı iyiyiz? İnsanlar burunlarından soluyor, kimsenin kimseye saygısı kalmamış. Üçüncü kırılma noktası 12 Eylül 1980’dir. 24 Ocak kararları, Türkiye’nin uluslararası sermaye ile tam olarak bütünleştirilmesi operasyonuydu. 12 Eylül yargılaması varmış. Bu, 12 Eylül’ü iki ihtiyarın üzerine yıkıp, beton dökme operasyonudur. Bu nasıl bir 12 Eylül yargılamasıymış ki, işin içinde kanlı 1 Mayıs yok, CIA yok, gladyo yok, bizim çocuklar yok, Amerika yok.”
     Türk toplumunun yakın tarihini okumamasından yararlanarak, laboratuvarlarda derin bir tarih hazırlandığını öne süren Kocasakal, “Atatürk’ün 19 Mayıs’ta Samsun’a padişahın kızına aşık olduğu için, istediği ve vermedikleri için çıktığı yazılıyor. Bunları yazıyorlar.” dedi. İstiklal Mahkemeleri’nin de, özel görevli mahkemelerden daha adil yargılama yaptığını söyledi. Atatürk için yapılan ‘diktatör’ tanımlamasını da ele alan Kocasakal, “ ‘Atatürk diktatördü’ demek, Hititlerde internet kullanımının çok geri olduğunu söylemekle eşdeğerdir.” dedi. Kocasakal, şunları kaydetti: “Müslüman yolsuzluk yapar mı? Haram yer mi? Yalan söyler mi? Başkalarını dinler mi? Suçsuz olduğunu bile bile insanlara iftira atar mı? Bunlar muhafazakar falan da değiller, bunlar muhafaza-i kar. Müslüman Irak’a kan dökmeye giden Hristiyan Amerikan askerlerinin başarısı için duacı olan, Suriye’de kadın-çocuk demeden kan döken çeteleri silahlandıranların, Libya’da emperyalizmin Müslüman kanı dökmek için açtığı ihaleye en önde koşanların, dinle-İslam’la ne ilgisi var? Bunlara dinci değil, bunlara din tüccarı, din simsarı ya da kinci diyeceğiz.”



(ereglibulteni)
Bu haber ile ilgili fotoğraflar
 
Bu haber ile ilgili video
 
Yorumlarınız
 
IP   216.73.216.195  
Ad Soyad*
Yorum*
Güvenlik Kodu:
Güvenlik Kodu  
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inanışlara saldırı içerem, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.  
?
 Günün Diğer Gelişmeleri
06 Haziran 2025
Karadeniz Ereğli ilçesine bağlı Sütlüce Köyü’nde çıkan yangında iki katlı ahşap bina ..
25 Mayıs 2025
Çeliğin sanatla buluştuğu Erdemir Çelik ve Yaşam Heykel Yarışması’nın 8’incisi “Gele..
15 Mayıs 2025
Üretimi, yatırımı, ihracatı ve yarattığı istihdam ile Türkiye’nin ve bölgesinin ekonomik..
15 Mayıs 2025
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi (BEUN), Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Yükseköğretim Ku..
20 Nisan 2025
Karadeniz Ereğli’de başarılı gazetecilik yıllarının ardından emekli olduktan sonra çeviri..
19 Nisan 2025
Kdz. Ereğli Belediyesi’nin işlettiği Bozhane Limanı’nda yenileme çalışmalarının tamamla..





 
Anasayfa | Sık Kullanılanlara Ekle | Yayın İlkeleri | Künye | Reklam | Facebook | Twitter | İletişim
ereglibulteni© 2012-2024 Tüm Hakları Saklıdır