Zonguldak’ta ilk kez cinsiyet değişikliği ameliyatı yapıldı
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Anabilim Dalı uzmanları; Prof. Dr. Eksal Kargı ile Yrd. Doç. Dr. Tahsin Görgülü, Dr. Abdülkerim Olğun ve Dr. Ramazan Güler başarılı geçen cinsiyet değişikliği ameliyatları hakkında bilgi verdi. Cinsiyet değiştirme ameliyatlarının oldukça zor ve teknik olarak güç olan ameliyatlardan olduğunu belirten Prof. Dr. Kargı, “Öncelikle hastane, komisyon raporları ve mahkeme kararları gerekmektedir. Bu raporları tamamladıktan sonra belli bir süre gözlem altına alınır, daha sonra ameliyat edilir. Bu ameliyatlarda bizim iki hastamız vardı. Bir tanesi kadınken erkek, diğeri de erkekken kadın oldu. Bu iki ameliyatı da biz bölgemizde ilk kez yaptık. Ve bu konuda da merkez olmaya adayız. Bu iki ameliyat da bize ait teknikleri içeren ameliyatlardır. Erkekten kadın yapmak daha kolaydır. Kadından erkeğe ameliyat daha zordur. Kadından erkeğe yapılan ameliyatlarda 3 teknik vardır. Biz leğen kemiği kullanarak penis yaptık. Bu ameliyatlarda sadece penis ve vajina yapmak önemli değil, aynı zamanda idrar yolu ve cinsel hayatlarını devam ettirecek haz noktalarını oluşturabilmek gerekir. Bütün bunları bu ameliyatlar çerçevesinde yapmış bulunmaktayız.” dedi. Ameliyatların kişilerin kendi bireysel tercihleri olduğunu ifade eden Kargı, “Bunlar bireysel tercihleridir. Kendilerini kesinlikle aynı cinste olmasına rağmen farklı cins olarak algılayarak bu yaşamlarını bu zamana kadar korumuşlar. 5 yıl önce ameliyat olmaya karar vermişler ve prosedürleri tamamlayarak bize başvurdular.” diye konuştu.
Bu tür ameliyatlara yönelik taleplerin artmasıyla bölgede merkez olmaya doğru ilerlediklerini ifade eden Prof. Dr. Kargı, özellikle yurt dışından da hasta talepleri olduğunu kaydetti. Kargı, “Türkiye’de bayağı rağbet var. Biz bunları frenliyorduk ama bundan sonra belli prosedür çerçevesinde bu ameliyatları yapmak üzere ekibimizle hazırız.” şeklinde konuştu. Yrd. Doç. Dr. Tahsin Görgülü ise şu bilgiyi verdi: “Hastalarımızın her ikisi de 1 yıldan uzun zamandır hormon tedavisi alıyorlardı. Şu anda kadından erkek olan hastamızın sakalları çıkmış durumda. Ses tonu gayet tok. Yine erkekten kadın olmuş hastamızın sesi de incelmiş durumda. Vücudunda hiç tüy yok. Bunların hepsi aldıkları hormonlardan dolayı. Ne zaman aktif cinsel hayatları olacak? Takriben 6 ay sonra aktif cinsel hayatları olacak. Aynı zamanda bu hastaların cinsel haz alabilecekleri şekilde bu ameliyatları tasarladık. Tabi ki testis ve yumurtalıkları olmadığı için çocukları olmayacak. Türkiye’den bu konuda birçok başvuruyu kabul edebiliriz.”
Bu ameliyattan korkulmaması tavsiyesinde bulunan Dr. Abdülkerim Olğun da operasyon sonrası hastaların 2-3 gün içinde kendi öz bakımlarını yerine getirebilecek seviyeye ulaşabildiklerini dile getirdi. Kimlikleri belli olmaması için yüzleri maskeyle gizlenen hastalardan R.Ç (35), kadın olma duygusunun baskın geldiğini anlatarak, eski hayatına kaldığı yerden devam edeceğini belirtti. Ailesinin bu konuda kendisini desteklediğini aktaran R.Ç, “Ailem hep yanımda oldular. 5-6 senedir bekliyordum. Tedaviler, psikoterapiler, mahkeme süreci yaşadım. Kendimi kadın olarak hissetmem doğuştan gelen bir şey.” dedi. Ameliyat ile erkek olan 30 yaşındaki S.G. ise bu süreçte insanların tepkisiyle karşılaştığını belirterek, kendine yeni bir hayat kuracağını kaydetti.
Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahisi Anabilim Dalı uzmanları; Prof. Dr. Eksal Kargı ile Yrd. Doç. Dr. Tahsin Görgülü, Dr. Abdülkerim Olğun ve Dr. Ramazan Güler başarılı geçen cinsiyet değişikliği ameliyatları hakkında bilgi verdi. Cinsiyet değiştirme ameliyatlarının oldukça zor ve teknik olarak güç olan ameliyatlardan olduğunu belirten Prof. Dr. Kargı, “Öncelikle hastane, komisyon raporları ve mahkeme kararları gerekmektedir. Bu raporları tamamladıktan sonra belli bir süre gözlem altına alınır, daha sonra ameliyat edilir. Bu ameliyatlarda bizim iki hastamız vardı. Bir tanesi kadınken erkek, diğeri de erkekken kadın oldu. Bu iki ameliyatı da biz bölgemizde ilk kez yaptık. Ve bu konuda da merkez olmaya adayız. Bu iki ameliyat da bize ait teknikleri içeren ameliyatlardır. Erkekten kadın yapmak daha kolaydır. Kadından erkeğe ameliyat daha zordur. Kadından erkeğe yapılan ameliyatlarda 3 teknik vardır. Biz leğen kemiği kullanarak penis yaptık. Bu ameliyatlarda sadece penis ve vajina yapmak önemli değil, aynı zamanda idrar yolu ve cinsel hayatlarını devam ettirecek haz noktalarını oluşturabilmek gerekir. Bütün bunları bu ameliyatlar çerçevesinde yapmış bulunmaktayız.” dedi. Ameliyatların kişilerin kendi bireysel tercihleri olduğunu ifade eden Kargı, “Bunlar bireysel tercihleridir. Kendilerini kesinlikle aynı cinste olmasına rağmen farklı cins olarak algılayarak bu yaşamlarını bu zamana kadar korumuşlar. 5 yıl önce ameliyat olmaya karar vermişler ve prosedürleri tamamlayarak bize başvurdular.” diye konuştu.
Bu tür ameliyatlara yönelik taleplerin artmasıyla bölgede merkez olmaya doğru ilerlediklerini ifade eden Prof. Dr. Kargı, özellikle yurt dışından da hasta talepleri olduğunu kaydetti. Kargı, “Türkiye’de bayağı rağbet var. Biz bunları frenliyorduk ama bundan sonra belli prosedür çerçevesinde bu ameliyatları yapmak üzere ekibimizle hazırız.” şeklinde konuştu. Yrd. Doç. Dr. Tahsin Görgülü ise şu bilgiyi verdi: “Hastalarımızın her ikisi de 1 yıldan uzun zamandır hormon tedavisi alıyorlardı. Şu anda kadından erkek olan hastamızın sakalları çıkmış durumda. Ses tonu gayet tok. Yine erkekten kadın olmuş hastamızın sesi de incelmiş durumda. Vücudunda hiç tüy yok. Bunların hepsi aldıkları hormonlardan dolayı. Ne zaman aktif cinsel hayatları olacak? Takriben 6 ay sonra aktif cinsel hayatları olacak. Aynı zamanda bu hastaların cinsel haz alabilecekleri şekilde bu ameliyatları tasarladık. Tabi ki testis ve yumurtalıkları olmadığı için çocukları olmayacak. Türkiye’den bu konuda birçok başvuruyu kabul edebiliriz.”
Bu ameliyattan korkulmaması tavsiyesinde bulunan Dr. Abdülkerim Olğun da operasyon sonrası hastaların 2-3 gün içinde kendi öz bakımlarını yerine getirebilecek seviyeye ulaşabildiklerini dile getirdi. Kimlikleri belli olmaması için yüzleri maskeyle gizlenen hastalardan R.Ç (35), kadın olma duygusunun baskın geldiğini anlatarak, eski hayatına kaldığı yerden devam edeceğini belirtti. Ailesinin bu konuda kendisini desteklediğini aktaran R.Ç, “Ailem hep yanımda oldular. 5-6 senedir bekliyordum. Tedaviler, psikoterapiler, mahkeme süreci yaşadım. Kendimi kadın olarak hissetmem doğuştan gelen bir şey.” dedi. Ameliyat ile erkek olan 30 yaşındaki S.G. ise bu süreçte insanların tepkisiyle karşılaştığını belirterek, kendine yeni bir hayat kuracağını kaydetti.
