Özel: Liderlik, bir öğrenme ve gelişme meselesidir
Kdz. Ereğli Rotary Kulübü, ERDEMİR ve TED Kdz. Ereğli Koleji’nde konuşmalar yapmak üzere geldiği Ereğli’de, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’nda bir konferans veren Management Centre Türkiye danışmanlarından, Deniz Harp Okulu Öğretim Üyesi ve Yazar Mehmet Yıldırım Özel, öğrenme adımlarını anlatarak başladığı sunum ve konuşmasında, “her şeyi biliyorum, benim üzerime yok” dedikten sonra, öğrenme ve gelişmenin kapandığını belirtti. Özel, “Mesnevi’ye bakarsanız, aslında kendi kültürümüzde çok güzel bir örnek olduğunu görürsünüz: Tefekkür olmadan tekamül olmaz. Tefekkür, derin düşüncelere dalma, bulma ve anlamaya çalışmaktır. Tekamül ise, ileriye doğru attığınız her türlü adımdır. Peki tefekkür olmayınca tekamül olmuyorsa, Türkiye’ye de baktığınızda tekerrür olmaya başlıyor. Kendi yaşamlarında kendileri gelişim halinde olmayan kişiler, hiçbir şekilde başkalarına da ışık tutamazlar. Siz ilerleme halinde olacaksınız ki, ışık da tutabilesiniz.” dedi. Ünlü İtalyan Ressam, Heykeltıraş ve Mimar Michelangelo’nun ünlü sözü “ancora imparo”yu anımsatan ve Michelangelo’nun birlikte çalıştığı tüm ustalara durmadan fikirlerini sorduğunu ifade eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günlerden bir gün ustalardan birisi, ‘Sayın Michelangelo sen ustalar ustası, dâhiler dâhisisin durmadan bize sordun, neredeyse bitirmek üzereyiz hala soruyorsun’ demiş. Michelangelo’nun verdiği buna verdiği yanıt ‘Acora imparo’, yani ‘Hala öğreniyorum.’ 87 yaşında bir usta düşünün, mesleğinin ve bilginin zirvesinde ve yaşama bakış açısı ‘Hala öğreniyorum’ biçiminde. Ben de diyorum ki, bugün yeni ne öğrendiniz? Son bir hafta içerisinde neler öğrendiniz? Öğrenmenin olduğu yerde, büyüme ve gelişme vardır. Liderlik vardır. Yöneticilik vardır.”
Çok güçlü bir bilme istekliliğine sahip olan çocukların çokça soru sorduklarını, ancak büyüdükçe, sorduğumuz soru sayısının azaldığını anlatan Özel, bunu Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmanın sonuçlarıyla da örnekledi. Bilginin sorudan türediğini, bilginin olmadığı yerde de liderlik, gelişme ve yöneticilikten söz edilemeyeceğini anlatan Özel, “Çocukken günde ortalama 72 soranlar burada, yetişkin olduklarında ise günde ortalama sordukları soru sayısı 3’e düştü.” dedi. Başarının kendi içinde başarısızlık tohumları da beslediğini dile getiren Özel, şöyle devam etti: “Başarılı olan her bir kurum, her bir marka onu iyi yönetemezse, iyi yöneticilik ve liderlikle geliştiremezse, mutlaka bir başarısızlıkla karşılaşıyor. İşler iyi giderken bile, kendinize soru sormanız. ‘Neyi daha iyi yapabilirim’i beraberinde getirir. Değişmeyi, gelişmeyi, liderlik-yöneticilik anlamında ne kadar geciktirirseniz; bedeli o kadar ağır oluyor. Şirketler ne kadar çok yenilenebiliyorsa, o kadar çok ilerleme şansları vardır. Neden bugün iyi liderlere, iyi yöneticilere ihtiyaç var? Vizyon açısından. Lider deyince aklımıza hemen pozisyon geliyor. Liderlik, pozisyonla ilgili bir mesele değil. Liderlik, büyüme-gelişme, etki ve öğrenme ile ilgili bir meseledir.”
Liderliğin dört basamağı olduğunu belirten Özel, bu dört basamak olan kendimize liderlik, başkalarına liderlik, ekiplere liderlik ve P/O/D/K liderlik kavramlarını, katılımcılara açıkladı. Çocukların ebeveynleri ve çevrelerinden gördüklerini örnek aldıklarını ve ebeveynlerinin davranışlarını son derece önemsediklerini vurgulayan Özel, çocuklara neyi yapmaları isteniyorsa, söylemle değil örnek olarak gösterilmesi gerektiğini söyledi. İyi liderlik ve iyi yöneticilikte de durumun benzer olduğuna dikkat çeken Özel, verdikleri sözler, aklı ve ruhuyla işletmesinde olamayan yöneticinin, çalışanlarından beklediğini almasının güç olduğunun da altını çizdi. Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka-Neden IQ´dan Daha Önemli çalışmasını örnek gösteren Özel, şu görüşlere yer verdi: “Goleman diyor ki, ‘kendini tanı, kendini yönet, çevreni tanı, çevreni yönet.’ İyi liderlik ve iyi yöneticilikte bu dördü var. Bunların en kolayı çevreyi yönetmektir. Kendini tanıyıp kendini yönetmek, dünyanın en zor işidir. Güçlü taraflarınızı bildiğiniz kadar, zayıflıklarınızla da yüzleşebiliyor musunuz? En iyi ilerleyebilen yöneticilerin, hatalarıyla, eksikleriyle en çabuk yüzleşebilenler olduklarına defalarca tanık oldum.”
Düşünce tarihinin en eski özdeyişi ‘Gnothi seauton’u anımsatan Özel, şunları kaydetti: “Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişinde yazan ‘Gnothi seauton’, ‘Kendini bil’ diyor. Kendi kültürümüzde Yunus Emre de, ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir; sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır’ diyor. Günümüzde ise yöneticilerin çoğu, ‘Ben ders almam ders veririm’ dedikleri için, kendilerini yönetebilmeleri, kendilerini bilmeleri ne yazık ki sıfır. P=P-P formülü önemlidir. Performans=Potansiyel-Parazitler. Performans, bugüne dek yapabildiklerinizdir. Potansiyel ise, sizin ya da markanızın başarabileceği her şeydir. Parazitler de, iç ve dış parazitler olarak ikiye ayırdığım, “Ben yaparsam ne değişecek ki” benzeri düşünceler ya da “Sen yaparsan ne değişecek ki” biçimindeki dış söylemler, etkiler ve çabalardır.”
Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansın ardından Management Centre Türkiye danışmanlarından, Deniz Harp Okulu Öğretim Üyesi ve Yazar Mehmet Yıldırım Özel, “Liderliğe İnanmak” isimli kitabını da imzaladı. Etkinliğin sonunda Özel’e, günün anısına TSO Başkan Yardımcısı Sertan Yalçın tarafından bir plaket sunuldu.
Kdz. Ereğli Rotary Kulübü, ERDEMİR ve TED Kdz. Ereğli Koleji’nde konuşmalar yapmak üzere geldiği Ereğli’de, Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası’nda bir konferans veren Management Centre Türkiye danışmanlarından, Deniz Harp Okulu Öğretim Üyesi ve Yazar Mehmet Yıldırım Özel, öğrenme adımlarını anlatarak başladığı sunum ve konuşmasında, “her şeyi biliyorum, benim üzerime yok” dedikten sonra, öğrenme ve gelişmenin kapandığını belirtti. Özel, “Mesnevi’ye bakarsanız, aslında kendi kültürümüzde çok güzel bir örnek olduğunu görürsünüz: Tefekkür olmadan tekamül olmaz. Tefekkür, derin düşüncelere dalma, bulma ve anlamaya çalışmaktır. Tekamül ise, ileriye doğru attığınız her türlü adımdır. Peki tefekkür olmayınca tekamül olmuyorsa, Türkiye’ye de baktığınızda tekerrür olmaya başlıyor. Kendi yaşamlarında kendileri gelişim halinde olmayan kişiler, hiçbir şekilde başkalarına da ışık tutamazlar. Siz ilerleme halinde olacaksınız ki, ışık da tutabilesiniz.” dedi. Ünlü İtalyan Ressam, Heykeltıraş ve Mimar Michelangelo’nun ünlü sözü “ancora imparo”yu anımsatan ve Michelangelo’nun birlikte çalıştığı tüm ustalara durmadan fikirlerini sorduğunu ifade eden Özel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günlerden bir gün ustalardan birisi, ‘Sayın Michelangelo sen ustalar ustası, dâhiler dâhisisin durmadan bize sordun, neredeyse bitirmek üzereyiz hala soruyorsun’ demiş. Michelangelo’nun verdiği buna verdiği yanıt ‘Acora imparo’, yani ‘Hala öğreniyorum.’ 87 yaşında bir usta düşünün, mesleğinin ve bilginin zirvesinde ve yaşama bakış açısı ‘Hala öğreniyorum’ biçiminde. Ben de diyorum ki, bugün yeni ne öğrendiniz? Son bir hafta içerisinde neler öğrendiniz? Öğrenmenin olduğu yerde, büyüme ve gelişme vardır. Liderlik vardır. Yöneticilik vardır.”
Çok güçlü bir bilme istekliliğine sahip olan çocukların çokça soru sorduklarını, ancak büyüdükçe, sorduğumuz soru sayısının azaldığını anlatan Özel, bunu Harvard Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmanın sonuçlarıyla da örnekledi. Bilginin sorudan türediğini, bilginin olmadığı yerde de liderlik, gelişme ve yöneticilikten söz edilemeyeceğini anlatan Özel, “Çocukken günde ortalama 72 soranlar burada, yetişkin olduklarında ise günde ortalama sordukları soru sayısı 3’e düştü.” dedi. Başarının kendi içinde başarısızlık tohumları da beslediğini dile getiren Özel, şöyle devam etti: “Başarılı olan her bir kurum, her bir marka onu iyi yönetemezse, iyi yöneticilik ve liderlikle geliştiremezse, mutlaka bir başarısızlıkla karşılaşıyor. İşler iyi giderken bile, kendinize soru sormanız. ‘Neyi daha iyi yapabilirim’i beraberinde getirir. Değişmeyi, gelişmeyi, liderlik-yöneticilik anlamında ne kadar geciktirirseniz; bedeli o kadar ağır oluyor. Şirketler ne kadar çok yenilenebiliyorsa, o kadar çok ilerleme şansları vardır. Neden bugün iyi liderlere, iyi yöneticilere ihtiyaç var? Vizyon açısından. Lider deyince aklımıza hemen pozisyon geliyor. Liderlik, pozisyonla ilgili bir mesele değil. Liderlik, büyüme-gelişme, etki ve öğrenme ile ilgili bir meseledir.”
Liderliğin dört basamağı olduğunu belirten Özel, bu dört basamak olan kendimize liderlik, başkalarına liderlik, ekiplere liderlik ve P/O/D/K liderlik kavramlarını, katılımcılara açıkladı. Çocukların ebeveynleri ve çevrelerinden gördüklerini örnek aldıklarını ve ebeveynlerinin davranışlarını son derece önemsediklerini vurgulayan Özel, çocuklara neyi yapmaları isteniyorsa, söylemle değil örnek olarak gösterilmesi gerektiğini söyledi. İyi liderlik ve iyi yöneticilikte de durumun benzer olduğuna dikkat çeken Özel, verdikleri sözler, aklı ve ruhuyla işletmesinde olamayan yöneticinin, çalışanlarından beklediğini almasının güç olduğunun da altını çizdi. Daniel Goleman’ın Duygusal Zeka-Neden IQ´dan Daha Önemli çalışmasını örnek gösteren Özel, şu görüşlere yer verdi: “Goleman diyor ki, ‘kendini tanı, kendini yönet, çevreni tanı, çevreni yönet.’ İyi liderlik ve iyi yöneticilikte bu dördü var. Bunların en kolayı çevreyi yönetmektir. Kendini tanıyıp kendini yönetmek, dünyanın en zor işidir. Güçlü taraflarınızı bildiğiniz kadar, zayıflıklarınızla da yüzleşebiliyor musunuz? En iyi ilerleyebilen yöneticilerin, hatalarıyla, eksikleriyle en çabuk yüzleşebilenler olduklarına defalarca tanık oldum.”
Düşünce tarihinin en eski özdeyişi ‘Gnothi seauton’u anımsatan Özel, şunları kaydetti: “Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişinde yazan ‘Gnothi seauton’, ‘Kendini bil’ diyor. Kendi kültürümüzde Yunus Emre de, ‘İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir; sen kendin bilmezsen bu nice okumaktır’ diyor. Günümüzde ise yöneticilerin çoğu, ‘Ben ders almam ders veririm’ dedikleri için, kendilerini yönetebilmeleri, kendilerini bilmeleri ne yazık ki sıfır. P=P-P formülü önemlidir. Performans=Potansiyel-Parazitler. Performans, bugüne dek yapabildiklerinizdir. Potansiyel ise, sizin ya da markanızın başarabileceği her şeydir. Parazitler de, iç ve dış parazitler olarak ikiye ayırdığım, “Ben yaparsam ne değişecek ki” benzeri düşünceler ya da “Sen yaparsan ne değişecek ki” biçimindeki dış söylemler, etkiler ve çabalardır.”
Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen konferansın ardından Management Centre Türkiye danışmanlarından, Deniz Harp Okulu Öğretim Üyesi ve Yazar Mehmet Yıldırım Özel, “Liderliğe İnanmak” isimli kitabını da imzaladı. Etkinliğin sonunda Özel’e, günün anısına TSO Başkan Yardımcısı Sertan Yalçın tarafından bir plaket sunuldu.
