Minibüs şoförü Recep Günaydın, 2004 yılında, ilçenin Kepez Mahallesi Mevkisi’nde yaptığı trafik kazasında Sağlık Bakanlığı’na bağlı ambulansa çarptığını söyledi. Günaydın, kaza sonrası ambulansta oluşan hasar bedeli 2 bin 750 lira için Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hakkında dava açıldığını iddia etti. Kazadan 10 gün sonra parayı ödediğini ancak dekontu almadığını ve ilgili kurumlara ibraz etmediğini ifade eden Günaydın, sonrasında süregelen davada haklılığını ispat etmek için dekontu 2 yıl sonra alıp ibraz ettiğini, ancak cezaya çarptırılmaktan kurtulamadığını söyledi. Dekontu ilk başta mahkemeye sunduklarında “mahkeme bitince sunarsın” denildiğini, mahkeme bittiğinde de bu sefer, “mahkeme sonuçlanmadan önce sunacaktın” denildiğini iddia eden Günaydın, ne yapacağını şaşırdığını ifade etti. Günaydın, ayrıca parayı ödemesine rağmen nasıl olup da ilgili kurum tarafından bunun fark edilmemiş olmasını ise anlayamadığını kaydetti. Kaza yaptığı tarihte, hakkında açılan ilk davanın bir gün sürdüğünü öğrendiğini öne süren Günaydın, bir günde mahkeme sonuçlanmasının bir örneğinin daha olamayacağını savundu. Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “2004’ün 2. ayın 16’sında dava açılmış, 2. ayın 17’sinde dava sonuçlanmış. Bankaya yatan para çekilerek Hazine’ye yatmış. Bu olay da gösteriyor ki parayı alanlarla davayı açanların birbirlerinden haberleri yok. 17’sinde para çekilmiş ama aynı gün dava açılmış. Zonguldak’a müfettiş gönderilmesi gerekiyor ki görsünler bana kurulan kumpası.”
Günaydın, itirazları üzerine açılan ikinci dava aşamasında ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben bunun üzerine, trafik sigortamda araştırma yaptım ve valilik yetki belgesi, ibraname ve bankanın dekontu elime geçti. Bunun üzerine avukatıma gidip durumu anlattım. Avukatım, elimizdeki paranın ödendiğini gösteren evraklarla mahkemeye başvurdu. Ancak ona, ‘mahkeme bitsin, mahkemenin reddi için dava açarsın’ denildi. Mahkeme, 2011 yılında bitti. Avukatım da söylenildiği gibi mevcut belgeleri sunarak mahkemenin reddini isteyerek yeniden yargılanma talep etti. Mahkeme, bu sefer de ‘bu belgeler mahkeme sürerken verilecekti. Mahkeme bittiği için bu belgelerin hiçbir geçerliliği yok’ dedi.”
Haklılığını ispat etmek için bireysel başvurular yaptığını, aralarında Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık’ın da olduğu devletin 450 kurumuna 100 bin evrak gönderdiğini söyleyen Günaydın, bu işler için ise bankaya 50 bin lira borçlandığını belirtti. Günaydın, mahkemenin son duruşmada verdiği 25 bin lira ceza ödeme kararıyla, intiharın eşine geldiğini ifade etti. “Evde 85 yaşında annemle babam var. Hepsi, başıma gelen bu durum yüzünden kalp ve tansiyon hastası oldular. Çocuklarım ve torunlarımla birlikte 10 kişi, benim elime bakıyor. Bu arabamı da alırlarsa eğer, benim için her şey bitti. Bankalara, yargıyla uğraşırken 50 bin lira borçlandım. 25 bin lira da icra geldi, toplam 75 bin lira.” diyen Günaydın, yaşadıkları yüzünden intiharın eşiğine geldiğini ancak inancı gereği yapamadığını sözlerine ekledi.
04 Mayıs 2015 15:35
Minibüs şoförü Recep Günaydın, 2004 yılında, ilçenin Kepez Mahallesi Mevkisi’nde yaptığı trafik kazasında Sağlık Bakanlığı’na bağlı ambulansa çarptığını söyledi. Günaydın, kaza sonrası ambulansta oluşan hasar bedeli 2 bin 750 lira için Zonguldak İl Sağlık Müdürlüğü tarafından hakkında dava açıldığını iddia etti. Kazadan 10 gün sonra parayı ödediğini ancak dekontu almadığını ve ilgili kurumlara ibraz etmediğini ifade eden Günaydın, sonrasında süregelen davada haklılığını ispat etmek için dekontu 2 yıl sonra alıp ibraz ettiğini, ancak cezaya çarptırılmaktan kurtulamadığını söyledi. Dekontu ilk başta mahkemeye sunduklarında “mahkeme bitince sunarsın” denildiğini, mahkeme bittiğinde de bu sefer, “mahkeme sonuçlanmadan önce sunacaktın” denildiğini iddia eden Günaydın, ne yapacağını şaşırdığını ifade etti. Günaydın, ayrıca parayı ödemesine rağmen nasıl olup da ilgili kurum tarafından bunun fark edilmemiş olmasını ise anlayamadığını kaydetti. Kaza yaptığı tarihte, hakkında açılan ilk davanın bir gün sürdüğünü öğrendiğini öne süren Günaydın, bir günde mahkeme sonuçlanmasının bir örneğinin daha olamayacağını savundu. Günaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “2004’ün 2. ayın 16’sında dava açılmış, 2. ayın 17’sinde dava sonuçlanmış. Bankaya yatan para çekilerek Hazine’ye yatmış. Bu olay da gösteriyor ki parayı alanlarla davayı açanların birbirlerinden haberleri yok. 17’sinde para çekilmiş ama aynı gün dava açılmış. Zonguldak’a müfettiş gönderilmesi gerekiyor ki görsünler bana kurulan kumpası.”
Günaydın, itirazları üzerine açılan ikinci dava aşamasında ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “Ben bunun üzerine, trafik sigortamda araştırma yaptım ve valilik yetki belgesi, ibraname ve bankanın dekontu elime geçti. Bunun üzerine avukatıma gidip durumu anlattım. Avukatım, elimizdeki paranın ödendiğini gösteren evraklarla mahkemeye başvurdu. Ancak ona, ‘mahkeme bitsin, mahkemenin reddi için dava açarsın’ denildi. Mahkeme, 2011 yılında bitti. Avukatım da söylenildiği gibi mevcut belgeleri sunarak mahkemenin reddini isteyerek yeniden yargılanma talep etti. Mahkeme, bu sefer de ‘bu belgeler mahkeme sürerken verilecekti. Mahkeme bittiği için bu belgelerin hiçbir geçerliliği yok’ dedi.”
Haklılığını ispat etmek için bireysel başvurular yaptığını, aralarında Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık’ın da olduğu devletin 450 kurumuna 100 bin evrak gönderdiğini söyleyen Günaydın, bu işler için ise bankaya 50 bin lira borçlandığını belirtti. Günaydın, mahkemenin son duruşmada verdiği 25 bin lira ceza ödeme kararıyla, intiharın eşine geldiğini ifade etti. “Evde 85 yaşında annemle babam var. Hepsi, başıma gelen bu durum yüzünden kalp ve tansiyon hastası oldular. Çocuklarım ve torunlarımla birlikte 10 kişi, benim elime bakıyor. Bu arabamı da alırlarsa eğer, benim için her şey bitti. Bankalara, yargıyla uğraşırken 50 bin lira borçlandım. 25 bin lira da icra geldi, toplam 75 bin lira.” diyen Günaydın, yaşadıkları yüzünden intiharın eşiğine geldiğini ancak inancı gereği yapamadığını sözlerine ekledi.
