“Göçükte ölen kardeşimi, ocağın sahibi göstermeye çalıştılar”
Kaçak ocakta ölen Turgut Yılmaz’ın cenazesi, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Ölen işçinin kardeşi Tuncay Yılmaz, ağabeyinin patron baskısıyla kaçak ocakta çalıştığını ileri sürdü. 5 ay önce özel maden ocağında işe giren ağabeyinin olaydan yaklaşık 1 hafta önce aynı kişiye ait kaçak ocakta patron baskısıyla çalışmaya başladığını, olaydan sonra da ocağa ortakmış gibi göstermeye çalıştıklarını kaydetti. İddiaya göre kaçak ocak sahibi, ceza almamak için göçük olayını tahlisiye, polis ve sağlık ekiplerine haber vermedi. Diğer işçiler ve çevredeki maden ocaklarından usta madencilerin yaklaşık 2 saat süren kurtarma çalışması sonucu Turgut Yılmaz, baygın vaziyette ocaktan çıkarıldı. Ağır yaralı işçiye ocak ağzında kalp masajı yapıldı. Olayı haber alan gazetecilerin ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen 112 Acil Sağlık ambulansıyla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yılmaz, tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan otopsinin hastane morgundan alınan Turgut Yılmaz’ın cenazesi, Birlik Mahallesi’ne getirildi. Yılmaz’ın naaşı, Muhammediye Camisi’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından aynı mahalledeki aile mezarlığında toprağa verildi. Vefat eden maden işçisinin kardeşi Tuncay Yılmaz, 11.29’da kendisine haber geldiğini, 11.45’te olay yerine gittiğini aktarıp şunları söyledi: “Ben oraya gittiğimde polis, kurtarma ve ambulans görevlilerinden içeri giremem diyordum. Ama gittiğimde hiçbir görevli yoktu. Baktım kalp masajı yapıyorlar. 10-15 dakika da ben kalp masajı yaptım ama nabzına baktığımda öldüğünün anladım. Bana kazanın olduğu saati önce 11.00 dediler, sonra 10.00’da dediler. Kazadan sonra 10-15 dakika içeriden ses vermiş. Belki de olay 09.00’da oldu. Olayda ihmal var. 2,5 saat değil, belki 3 saat ihmal var. Gereğinin yapılmasını istiyorum. Cenazemizi defnettikten sonra hukuki süreci başlatacağız”
Ölen ağabeyinin ocak sahibi gibi gösterilmek istendiği yönünde iddialara değinen kardeş Yılmaz, “Bir de duyduğumuza göre şöyle diyorlarmış: Benim kardeşim ömrü boyunca hiç ocak sahibi olmadı. Şimdi kendisi öldü, ocağın ona ait olduğunu iddia ediyorlar. Kesinlikle öyle bir şey yok. Benim kardeşim zaten amele olarak işe girdi amele olarak devam etmek istiyordu. Ama onu bile bırakmadılar. Ustalık yapması için ısrar ettiler. Ya ustalık yap ya da hiç işe gelme diye tehditte bulundular.” dedi. Ağabeyinin olaydan sonra 15 dakika boyunca ‘beni kurtarın’ diye seslendiğini anlatan Yılmaz, olay hakkında şunları söyledi: “Kömür kazılan yerin 60 santim yüksekliği varmış. Kamaların boşalmasıyla sırtına toprak düşmüş ve başyukarı olduğu için yüzüstü yere kapaklanmış. 10-15 dakika mücadele etmiş ama sonra nefesi kesilmiş. Demek ki ocakta vefat etti kendisi. İlk 15 dakikada ‘beni kurtarın’ diye seslenmiş. Ben olay yerine gittiğimde ben de kalp masajı yaptım ama tepki olmayınca öldüğünü anladım. Kimse ocakta kendisi çalışmaz. Ondan hariç 2 kişi daha varmış ocakta. Ama o iki kişiyi resmiyette aşağıdaki özel ocakta çalışıyor gösteriyorlarmış. Normalde benim kardeşim de aşağıdaki özel ocakta çalışıyordu. Oraya belli hesap üzerine götürmüşler. Zaten şikayette bulunacağız, sigorta kayıtlarına bakarlarsa o başka ocakta çalıştıkları gözükecek. O zaman kendileri düşünsün. Ocağın şefine de olay günü söyledim. ‘Sen nasıl bu adamları başka ocağa verirsin’ dedim. Ben kardeşimi kaybettim bu saatten sonra karşıma gelip dikilemezler. Sonuna kadar hakkımızı arayacağız. Kesinlikle anlaşma yapmaya gelemesinler. Eğer bir can gittiyse bunun diyetini ödeyecekler. Kaçak ocağın ne olduğunu ben bilirim. Bakın benim yüzümde bir iz var. Maden kazasında elmacık kemiğime kadar yüzüm açılmıştı. Ben böyle kurtardım o kurtaramadı kendini.”
25 Haziran 2015 18:02
Kaçak ocakta ölen Turgut Yılmaz’ın cenazesi, gözyaşları arasında son yolculuğuna uğurlandı. Ölen işçinin kardeşi Tuncay Yılmaz, ağabeyinin patron baskısıyla kaçak ocakta çalıştığını ileri sürdü. 5 ay önce özel maden ocağında işe giren ağabeyinin olaydan yaklaşık 1 hafta önce aynı kişiye ait kaçak ocakta patron baskısıyla çalışmaya başladığını, olaydan sonra da ocağa ortakmış gibi göstermeye çalıştıklarını kaydetti. İddiaya göre kaçak ocak sahibi, ceza almamak için göçük olayını tahlisiye, polis ve sağlık ekiplerine haber vermedi. Diğer işçiler ve çevredeki maden ocaklarından usta madencilerin yaklaşık 2 saat süren kurtarma çalışması sonucu Turgut Yılmaz, baygın vaziyette ocaktan çıkarıldı. Ağır yaralı işçiye ocak ağzında kalp masajı yapıldı. Olayı haber alan gazetecilerin ihbarı üzerine olay yerine sevk edilen 112 Acil Sağlık ambulansıyla Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi’ne kaldırılan Yılmaz, tüm müdahalelere rağmen kurtarılmadı. Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan otopsinin hastane morgundan alınan Turgut Yılmaz’ın cenazesi, Birlik Mahallesi’ne getirildi. Yılmaz’ın naaşı, Muhammediye Camisi’nde öğle namazını müteakip kılınan cenaze namazının ardından aynı mahalledeki aile mezarlığında toprağa verildi. Vefat eden maden işçisinin kardeşi Tuncay Yılmaz, 11.29’da kendisine haber geldiğini, 11.45’te olay yerine gittiğini aktarıp şunları söyledi: “Ben oraya gittiğimde polis, kurtarma ve ambulans görevlilerinden içeri giremem diyordum. Ama gittiğimde hiçbir görevli yoktu. Baktım kalp masajı yapıyorlar. 10-15 dakika da ben kalp masajı yaptım ama nabzına baktığımda öldüğünün anladım. Bana kazanın olduğu saati önce 11.00 dediler, sonra 10.00’da dediler. Kazadan sonra 10-15 dakika içeriden ses vermiş. Belki de olay 09.00’da oldu. Olayda ihmal var. 2,5 saat değil, belki 3 saat ihmal var. Gereğinin yapılmasını istiyorum. Cenazemizi defnettikten sonra hukuki süreci başlatacağız”
Ölen ağabeyinin ocak sahibi gibi gösterilmek istendiği yönünde iddialara değinen kardeş Yılmaz, “Bir de duyduğumuza göre şöyle diyorlarmış: Benim kardeşim ömrü boyunca hiç ocak sahibi olmadı. Şimdi kendisi öldü, ocağın ona ait olduğunu iddia ediyorlar. Kesinlikle öyle bir şey yok. Benim kardeşim zaten amele olarak işe girdi amele olarak devam etmek istiyordu. Ama onu bile bırakmadılar. Ustalık yapması için ısrar ettiler. Ya ustalık yap ya da hiç işe gelme diye tehditte bulundular.” dedi. Ağabeyinin olaydan sonra 15 dakika boyunca ‘beni kurtarın’ diye seslendiğini anlatan Yılmaz, olay hakkında şunları söyledi: “Kömür kazılan yerin 60 santim yüksekliği varmış. Kamaların boşalmasıyla sırtına toprak düşmüş ve başyukarı olduğu için yüzüstü yere kapaklanmış. 10-15 dakika mücadele etmiş ama sonra nefesi kesilmiş. Demek ki ocakta vefat etti kendisi. İlk 15 dakikada ‘beni kurtarın’ diye seslenmiş. Ben olay yerine gittiğimde ben de kalp masajı yaptım ama tepki olmayınca öldüğünü anladım. Kimse ocakta kendisi çalışmaz. Ondan hariç 2 kişi daha varmış ocakta. Ama o iki kişiyi resmiyette aşağıdaki özel ocakta çalışıyor gösteriyorlarmış. Normalde benim kardeşim de aşağıdaki özel ocakta çalışıyordu. Oraya belli hesap üzerine götürmüşler. Zaten şikayette bulunacağız, sigorta kayıtlarına bakarlarsa o başka ocakta çalıştıkları gözükecek. O zaman kendileri düşünsün. Ocağın şefine de olay günü söyledim. ‘Sen nasıl bu adamları başka ocağa verirsin’ dedim. Ben kardeşimi kaybettim bu saatten sonra karşıma gelip dikilemezler. Sonuna kadar hakkımızı arayacağız. Kesinlikle anlaşma yapmaya gelemesinler. Eğer bir can gittiyse bunun diyetini ödeyecekler. Kaçak ocağın ne olduğunu ben bilirim. Bakın benim yüzümde bir iz var. Maden kazasında elmacık kemiğime kadar yüzüm açılmıştı. Ben böyle kurtardım o kurtaramadı kendini.”
