Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Balveren beldesi Milli Jandarma Karakolu kontrol noktasında görev yaparken PKK’lı teröristlerce saldırıya uğrayan ve girdiği çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Sercan Sezer, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yaşanan çatışmanın oldukça yoğun geçtiğini söyleyen Gazi Sezer, teröristlerin beklediklerinden kalabalık çıktığını ancak, kısa sürede misli ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekli karşılığı verdiğini söyledi. Sezer, “Olay yaşandı. Çok da bahsetmek istemiyorum. Çok yoğun bir şekilde geçti. Diyorum ya; TSK çok büyük bir güç. Sağ olsun bizi oradan pilotlarımız kurtardı, o olayın içerisinden aldı. Ben bir yarım saat kan kaybettim. Karşı taraf beklediğimizden daha kalabalık çıktı.” ifadelerini kullandı. Çatışma sırasında kendisinin 45 dakika sonra yaralandığını söyleyen Sercan Sezer, kendisini almaya gelen helikopterin çatışma nedeniyle inemediğini söyledi. Sezer, “Evet ben yarım saat 45 dakika sonra vuruldum, yarım saat kan kaybettiğim için mecburen bu şöyle algılanmasın yani yarım saat orada arazide nasıl bekletiyorlar? Çatışma devam ettiği için helikopter inemiyor. Sonuçta büyük bir hedef. Onun içinde de can var. Helikopter de değerli Türk Silahlı Kuvvetleri için, öyle olması gerekiyor. Biz bunun bilincindeyiz zaten. Yarım saat kan kaybettim derken, timde sıhhiye elemanımız da vardı o da uzman çavuş, pansumanımı yaptı, tamponumu yaptı, sürekli başımdaydı. Tim komutanım yanımdan hiç ayrılmadı. Timi koordine ediyor, telsizle konuşuyor, telefonla konuşuyor bir yandan yanımda tampon yapıyor, kıyafetini kesiyor benim üstüme bastırıyor. Yani yoğun bir süreçti ama çok şükür geriye koşarak kendimizi helikoptere attık. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, insansız hava uçakları olsun yani istihbaratı olsun, istihbaratı olmasa zaten kesinlikle işimiz çok zor. O bilgiler geliyor alınıyor, çok konuşmayalım bu tarz da, oluyor yani, kesinlikle ateşe atılmak gibi bir durum yok yani.” dedi. Son günlerde şehit olan asker ve polis ailelerinin evlatlarını kaybettiğini ve söylenen cümlelerin “Haklısın” diyerek alttan alınması gerektiğini kaydeden Gazi Jandarma Uzman Çavuş Sercan Sezer, “Şehit ailelerine öncelikle Allah’tan baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Zor tabi evladını kaybetmek. Şehitlik mertebesi tabi çok yüksek mertebe. Allah’a şükürler olsun hepimiz Müslümanız ama kolay değil tabi. Bazı üzücü olaylar duyuyoruz, şehit ailesidir sonuçta, şehit babasıdır, canı yanmıştır, evladı ölmüştür, onların sözlerine o an karşılık vermemek lazım, sonuçta evladı ölmüş, canı yanmış, onları içine atmak lazım. Yani ‘haklısın, haklısın’ demek lazım. Çünkü evladı ölmüş...” dedi. Kesinlikle terörün kökünün kazınacağına inandığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü bir devlet olduğunu vurgulayan Sezer, gazi olmaktan dolayı gururlu olduğunu, vatan için kendisinden daha çok fedakarlıkta bulunan insanlar bulunduğunu, güzel duygular hissedip, onurlandığını aktardı.
Sağlığının şu anda iyi olduğunu ve iyileşince yeniden birliğine döneceğini söyleyen Jandarma Uzman Çavuş Sezer, “Şu an için çok iyiyim. Bir sıkıntım yok. Akciğerde bir sıkıntım kalmadı. Ufak bir yara vardı sanırım. Skapula kemiğim, kürek kemiğim parçalandı. 4 aylık bir fizik tedavi süreci ile atlatacağız. Genciz. Bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Bir de doktorlarımız çok iyi sağ olsunlar. Hepsi işinin ehli. Onlarla birlikte bu süreci atlatacağız kesinlikle. İyileşme sürecinden sonra tekrar gideceğiz, devam edeceğiz. Komutanlarımızın verdiği doğrultuda devam edeceğiz.” dedi. Gazi Sercan Sezer’in babası Hasan Sezer de konuşmasında Sercan’ı yeniden birliğe göndereceğini, gerekirse iki oğlu ile birlikte çağrılması halinde kendisinin de askere gidebileceğini kaydetti. Baba Sezer, “Bu vatan bizim, bayrak bizim, ezan bizim. Bu vatanın sevgisi, Sercan’ı görünce duyduğumuz mutluluğu orada yaşadık. Tabi şehit olan ailelerimiz ve arkadaşlarımız var. Onlara baş sağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin diyoruz. Yakın ilçe olan Kozlu’da şehit olan kardeşimiz var. Allah bizlere gaziliği verdi. Biz bu mutlulukla yaşıyoruz. Seve seve gönderirim. Gerekirse iki tane daha kardeşi var. Üçünü birden yollamıştım. Gerekirse bir daha yollarım. Bu vatan, bayrak, ezan bizim. Gönderirim yani. Gerekirse görev bize de düşerse bende giderim. Niye gitmesinler. Vatan bizim. Biz gitmeyeceğiz de kimler gidecek. Emir geldiği takdirde çocuklarım da kendim de gitmeye hazırız.” dedi.
16 Eylül 2015 20:01
Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı Balveren beldesi Milli Jandarma Karakolu kontrol noktasında görev yaparken PKK’lı teröristlerce saldırıya uğrayan ve girdiği çatışmada yaralanan Jandarma Uzman Çavuş Sercan Sezer, gazetecilerin sorularını cevapladı. Yaşanan çatışmanın oldukça yoğun geçtiğini söyleyen Gazi Sezer, teröristlerin beklediklerinden kalabalık çıktığını ancak, kısa sürede misli ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerekli karşılığı verdiğini söyledi. Sezer, “Olay yaşandı. Çok da bahsetmek istemiyorum. Çok yoğun bir şekilde geçti. Diyorum ya; TSK çok büyük bir güç. Sağ olsun bizi oradan pilotlarımız kurtardı, o olayın içerisinden aldı. Ben bir yarım saat kan kaybettim. Karşı taraf beklediğimizden daha kalabalık çıktı.” ifadelerini kullandı. Çatışma sırasında kendisinin 45 dakika sonra yaralandığını söyleyen Sercan Sezer, kendisini almaya gelen helikopterin çatışma nedeniyle inemediğini söyledi. Sezer, “Evet ben yarım saat 45 dakika sonra vuruldum, yarım saat kan kaybettiğim için mecburen bu şöyle algılanmasın yani yarım saat orada arazide nasıl bekletiyorlar? Çatışma devam ettiği için helikopter inemiyor. Sonuçta büyük bir hedef. Onun içinde de can var. Helikopter de değerli Türk Silahlı Kuvvetleri için, öyle olması gerekiyor. Biz bunun bilincindeyiz zaten. Yarım saat kan kaybettim derken, timde sıhhiye elemanımız da vardı o da uzman çavuş, pansumanımı yaptı, tamponumu yaptı, sürekli başımdaydı. Tim komutanım yanımdan hiç ayrılmadı. Timi koordine ediyor, telsizle konuşuyor, telefonla konuşuyor bir yandan yanımda tampon yapıyor, kıyafetini kesiyor benim üstüme bastırıyor. Yani yoğun bir süreçti ama çok şükür geriye koşarak kendimizi helikoptere attık. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, insansız hava uçakları olsun yani istihbaratı olsun, istihbaratı olmasa zaten kesinlikle işimiz çok zor. O bilgiler geliyor alınıyor, çok konuşmayalım bu tarz da, oluyor yani, kesinlikle ateşe atılmak gibi bir durum yok yani.” dedi. Son günlerde şehit olan asker ve polis ailelerinin evlatlarını kaybettiğini ve söylenen cümlelerin “Haklısın” diyerek alttan alınması gerektiğini kaydeden Gazi Jandarma Uzman Çavuş Sercan Sezer, “Şehit ailelerine öncelikle Allah’tan baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Zor tabi evladını kaybetmek. Şehitlik mertebesi tabi çok yüksek mertebe. Allah’a şükürler olsun hepimiz Müslümanız ama kolay değil tabi. Bazı üzücü olaylar duyuyoruz, şehit ailesidir sonuçta, şehit babasıdır, canı yanmıştır, evladı ölmüştür, onların sözlerine o an karşılık vermemek lazım, sonuçta evladı ölmüş, canı yanmış, onları içine atmak lazım. Yani ‘haklısın, haklısın’ demek lazım. Çünkü evladı ölmüş...” dedi. Kesinlikle terörün kökünün kazınacağına inandığını, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü bir devlet olduğunu vurgulayan Sezer, gazi olmaktan dolayı gururlu olduğunu, vatan için kendisinden daha çok fedakarlıkta bulunan insanlar bulunduğunu, güzel duygular hissedip, onurlandığını aktardı.
Sağlığının şu anda iyi olduğunu ve iyileşince yeniden birliğine döneceğini söyleyen Jandarma Uzman Çavuş Sezer, “Şu an için çok iyiyim. Bir sıkıntım yok. Akciğerde bir sıkıntım kalmadı. Ufak bir yara vardı sanırım. Skapula kemiğim, kürek kemiğim parçalandı. 4 aylık bir fizik tedavi süreci ile atlatacağız. Genciz. Bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Bir de doktorlarımız çok iyi sağ olsunlar. Hepsi işinin ehli. Onlarla birlikte bu süreci atlatacağız kesinlikle. İyileşme sürecinden sonra tekrar gideceğiz, devam edeceğiz. Komutanlarımızın verdiği doğrultuda devam edeceğiz.” dedi. Gazi Sercan Sezer’in babası Hasan Sezer de konuşmasında Sercan’ı yeniden birliğe göndereceğini, gerekirse iki oğlu ile birlikte çağrılması halinde kendisinin de askere gidebileceğini kaydetti. Baba Sezer, “Bu vatan bizim, bayrak bizim, ezan bizim. Bu vatanın sevgisi, Sercan’ı görünce duyduğumuz mutluluğu orada yaşadık. Tabi şehit olan ailelerimiz ve arkadaşlarımız var. Onlara baş sağlığı diliyoruz. Allah rahmet eylesin diyoruz. Yakın ilçe olan Kozlu’da şehit olan kardeşimiz var. Allah bizlere gaziliği verdi. Biz bu mutlulukla yaşıyoruz. Seve seve gönderirim. Gerekirse iki tane daha kardeşi var. Üçünü birden yollamıştım. Gerekirse bir daha yollarım. Bu vatan, bayrak, ezan bizim. Gönderirim yani. Gerekirse görev bize de düşerse bende giderim. Niye gitmesinler. Vatan bizim. Biz gitmeyeceğiz de kimler gidecek. Emir geldiği takdirde çocuklarım da kendim de gitmeye hazırız.” dedi.
