Derneğin Zonguldak Ereğli şubesine gerçekleştirdiği ziyarette gazetecilerinin sorularını cevaplayan Uran, yıllardan beri terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele edilmesini söyleyen bir grup olduklarını belirtti. Terörle mücadelede son zamanlarda kırsalda terör örgütüne büyük darbe vurulduğunu ifade eden Uran, “Şu anda belli mahallelerde yer edinen terör örgütü mensuplarına karşı operasyonlar devam ediyor. Terörle mücadelenin doğal gereği olarak da şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Her şehit geldiğinde biz aynı acıyı tekrar yaşıyoruz. Şehitlerimize rahmet, ailelerimiz ve Türk milletine de sabırlar diliyoruz.” diye konuştu. Terörle mücadelenin zor bir süreç olduğunu ifade eden Uran şöyle konuştu: “Bir defa bizim orada yaşayan Kürt vatandaşlarımız, masum vatandaşlarımız var. Güvenlik güçlerimiz teröristle masum vatandaşları ayıracak şekilde mücadele ediyor. Bazıları, özellikle terör örgütünün siyasi sözcülüğünü yapan bazı gruplar son zamanlarda bize göre saçma sapan bir açıklama yaptı. Hendektekilerin ellerini öpeceklerini falan söylediler. Bir defa onlar katil elleri. Orada şu anda en büyük zulmü gören bizim masum Kürt vatandaşlarımız. Orada evlerini terk ettiler. Her şeylerini terk edip çıktılar. Bizim Güneydoğuda şubemiz olan yerden de sürekli bilgiler alıyoruz. En büyük zulmü orada yaşayan vatandaşlarımız gördü, esnaf zarar gördü, halen de görmeye devam ediyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen güvenlik güçlerimiz mücadelesine devam ediyor. En ufak bir masum vatandaşımıza zarar gelmesin diye. Biliyorsunuz sağlık hizmetleriyle ilgili de ihtiyacı olan vatandaşların ihtiyacının karşılanması için çalışmalar devam ediyor. Biz hep şunu söylüyoruz. Sizin terör örgütünün gerçeğini örtmeye gücünüz yetmez. Onlar terör örgütü, Kürt vatandaşların hakkını aramak gibi bir niyetleri yok. Gerçek yüzlerini de zaten gösterdiler. Burada benim evim yıkılmadı, benim eşyalarım dağıtılmadı, çoluğumu çocuğumu alıp ben gitmedim buralardan. Kim bu zulmü gördü? Bu zulmü, terör örgütünün şehir yapılanmasının yapmış olduğu eylemler neticesinde benim oradaki Kürt vatandaşım gördü.”
Terör örgütünü destekleyen siyasilere de savcıların gerekeni yapmasını istediklerini kaydeden Taner Uran, “Biz şunu da bekliyoruz. Terör örgütünü övücü açıklamalar yapan siyasilere de bizim savcılarımız var, gereken neyse onu yapsınlar. Terör örgütünü övmenin bedeli neyse onu da ödemeleri gerekiyor. Yoksa bu tür açıklamalar bizim sadece etnik olarak Kürt vatandaşlarımızın da vicdanlarını kanatan açıklamalar. Kimse bu gerçeği örtbas edemez. Biz zaten bunu dillendiriyoruz. Bu açıklamalar bir kez daha terör örgütlerine destek verdiklerini ortaya çıkardı. Biz bunu zaten biliyorduk. Bu bir kez daha gün yüzüne çıktı.” dedi. Uran, son günlerde şehitlerin bazılarının kötü durumdaki evlerinin devlet tarafından yaptırılmasına ilişkin çalışmaları ise şöyle yorumladı: “Her şey kanunla eşit olmalıdır. Ankara’daki şehit ailesinin evine düşen hepimizi yakmıştır. Bu bağlamda Ankara’daki şehit ailesine de, İstanbul’dakine de, Gaziantep’teki şehit ailesine de, Hakkari’deki şehit ailesine de aynı yardım ve destek sağlanmalıdır. Yardımlar bölgeye göre ayrılmamalıdır. Hepimizin içi yanıyor. Verilen her şehit bizim acımızı tazeliyor.”
Derneğin Zonguldak Ereğli şubesine gerçekleştirdiği ziyarette gazetecilerinin sorularını cevaplayan Uran, yıllardan beri terör örgütüyle gerçek anlamda mücadele edilmesini söyleyen bir grup olduklarını belirtti. Terörle mücadelede son zamanlarda kırsalda terör örgütüne büyük darbe vurulduğunu ifade eden Uran, “Şu anda belli mahallelerde yer edinen terör örgütü mensuplarına karşı operasyonlar devam ediyor. Terörle mücadelenin doğal gereği olarak da şehitlerimiz gelmeye devam ediyor. Her şehit geldiğinde biz aynı acıyı tekrar yaşıyoruz. Şehitlerimize rahmet, ailelerimiz ve Türk milletine de sabırlar diliyoruz.” diye konuştu. Terörle mücadelenin zor bir süreç olduğunu ifade eden Uran şöyle konuştu: “Bir defa bizim orada yaşayan Kürt vatandaşlarımız, masum vatandaşlarımız var. Güvenlik güçlerimiz teröristle masum vatandaşları ayıracak şekilde mücadele ediyor. Bazıları, özellikle terör örgütünün siyasi sözcülüğünü yapan bazı gruplar son zamanlarda bize göre saçma sapan bir açıklama yaptı. Hendektekilerin ellerini öpeceklerini falan söylediler. Bir defa onlar katil elleri. Orada şu anda en büyük zulmü gören bizim masum Kürt vatandaşlarımız. Orada evlerini terk ettiler. Her şeylerini terk edip çıktılar. Bizim Güneydoğuda şubemiz olan yerden de sürekli bilgiler alıyoruz. En büyük zulmü orada yaşayan vatandaşlarımız gördü, esnaf zarar gördü, halen de görmeye devam ediyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen güvenlik güçlerimiz mücadelesine devam ediyor. En ufak bir masum vatandaşımıza zarar gelmesin diye. Biliyorsunuz sağlık hizmetleriyle ilgili de ihtiyacı olan vatandaşların ihtiyacının karşılanması için çalışmalar devam ediyor. Biz hep şunu söylüyoruz. Sizin terör örgütünün gerçeğini örtmeye gücünüz yetmez. Onlar terör örgütü, Kürt vatandaşların hakkını aramak gibi bir niyetleri yok. Gerçek yüzlerini de zaten gösterdiler. Burada benim evim yıkılmadı, benim eşyalarım dağıtılmadı, çoluğumu çocuğumu alıp ben gitmedim buralardan. Kim bu zulmü gördü? Bu zulmü, terör örgütünün şehir yapılanmasının yapmış olduğu eylemler neticesinde benim oradaki Kürt vatandaşım gördü.”
Terör örgütünü destekleyen siyasilere de savcıların gerekeni yapmasını istediklerini kaydeden Taner Uran, “Biz şunu da bekliyoruz. Terör örgütünü övücü açıklamalar yapan siyasilere de bizim savcılarımız var, gereken neyse onu yapsınlar. Terör örgütünü övmenin bedeli neyse onu da ödemeleri gerekiyor. Yoksa bu tür açıklamalar bizim sadece etnik olarak Kürt vatandaşlarımızın da vicdanlarını kanatan açıklamalar. Kimse bu gerçeği örtbas edemez. Biz zaten bunu dillendiriyoruz. Bu açıklamalar bir kez daha terör örgütlerine destek verdiklerini ortaya çıkardı. Biz bunu zaten biliyorduk. Bu bir kez daha gün yüzüne çıktı.” dedi. Uran, son günlerde şehitlerin bazılarının kötü durumdaki evlerinin devlet tarafından yaptırılmasına ilişkin çalışmaları ise şöyle yorumladı: “Her şey kanunla eşit olmalıdır. Ankara’daki şehit ailesinin evine düşen hepimizi yakmıştır. Bu bağlamda Ankara’daki şehit ailesine de, İstanbul’dakine de, Gaziantep’teki şehit ailesine de, Hakkari’deki şehit ailesine de aynı yardım ve destek sağlanmalıdır. Yardımlar bölgeye göre ayrılmamalıdır. Hepimizin içi yanıyor. Verilen her şehit bizim acımızı tazeliyor.”
