“Eğer bunları yapmazsak, yeni 15 Temmuz’lar yaşarız”
CHP Karadeniz Ereğli İlçe Başkanlığı’nca danışma meclisi toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Eski CHP İlçe Başkanlarından İlker Öncel, Gülüç Belediye Başkan Vekili Abdurrahman Çelik ve CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun’dan oluşan Danışma Meclisi Divanı kuruldu. CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, toplantıda yaptığı konuşmada Ereğli ve Zonguldak’ta yaşanan cami tartışmalarına değinerek, “Biz cami karşıtı değiliz. Her köyümüzde birden fazla cami var. Atatürk, cumhuriyet olmasaydı bunların yerinde ne olacağını biliyoruz. Zonguldak belediye meclisimiz çoğunlukla buna hayır dedi. Her mahallede cami yapalım desek biz bunlara yaranamayız. Ne kadar camiye ihtiyaç varsa biz bunları savunacağız. Şehirlerin en güzel yerlerine camileri hep mimarlar yapmış, din adamları orada eğitim vermiştir. Şimdi mimarlar yok işin başında, Çengelköy imamı var. O da talimatla geliyor, Ereğli’nin, Zonguldak’ın en güzel yerine cami yapalım diyor. Biz de cami düşmanı denilmesin diye geri adım atıyorum. Geri adım atılması çözüm değil. Ereğli’deki belediye meclis üyelerimizi bununla ilgili kutluyorum.” dedi.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’nin olağanüstü günler yaşadığını, terör örgütlerinin saldırılarında vatandaşların ve güvenlik güçlerinin yaşamını yitirdiğini ifade etti. 15 Temmuz gecesi devletin içine yuvalanmış FETÖ mensuplarının demokrasi ve millet iradesini ortadan kaldırmak için bir darbe kalkışmasında bulunduğunu, tüm siyasi partiler, ordu içindeki Atatürkçü askerler ve vatandaşlar tarafından bu darbe girişiminin püskürtüldüğünü belirten Demirtaş şöyle konuştu: “15 Temmuz bir neden değil sonuçtur. 15 Temmuz AKP iktidarının 14 yıldır yapmış olduğu hataların, yanlışların ağır bir faturasıdır. 93 yıllık Cumhuriyet döneminde böyle bir dönem yaşanmadı. Ülkemizde bir kez daha darbe girişiminin yaşanmaması için her şeyden önce demokrasimizi güçlendirmeliyiz. Parlamenter rejimi güçlendirmeliyiz. Kuvvetler ayrılığını güçlendirmeliyiz. Hukuk devletini güçlendirmeliyiz. Laikliği güçlendirmeliyiz. Devleti, cemaatlerin cirit attığı bir alan olmaktan çıkarmalıyız. Devlet yönetiminde ve bürokraside liyakatı, bilgiyi ve beceriyi esas almalıyız. Devlete olan güveni yeniden tesis etmeliyiz. Devleti yeniden kurucu ayarlarına, fabrika ayarlarına geri döndürmeliyiz. Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset sokmamalıyız. Eğer bunları yapmazsak başka büyük sorunlar yaşarız, yeni 15 Temmuz’lar yaşarız.”
İktidarın yaşananlardan ders almadığını, OHAL’i yanlış uygulayarak yeni mağduriyetler yarattığını ifade eden Demirtaş şöyle devam etti: “Elbette darbe girişimine fiilen katılan asker, polis, bürokrat kim varsa, halka kurşun sıkan kim varsa, bu anlamda suç işleyen kim varsa, yargı önüne çıkarılmalı ve hukuk içinde en ağır cezalar verilmelidir. Buna kimsenin itiraz etmesi mümkün değildir. Ancak 15 Temmuz sonrası öyle gözaltılar, öyle tutuklamalar, öyle açığa almalar, öyle ihraçlar, öyle mala el konulmalar yapılıyor ki, sapla saman birbirine karıştırılıyor. Kurunun yanında yaş da yakılıyor. Cadı avı yapılıyor. Bir darbe fırsatçılığı yapılıyor. Darbe girişiminin arkasına saklanılarak adeta sivil darbe yapılıyor. Bu yapılan yanlışlar da kamuoyunun vicdanını yaralıyor. Öğrenciler, esnaflar, memurlar, gazeteciler, üniversite hocaları, hakimler, savcılar, avukatlar mağdur ediliyor. İşte son günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarlarına ve yöneticilerine yapılanlar, işte Türkiye’nin dört bir tarafından iktidara muhalif her kesimden kamu görevlilerinin açığa alınması, ihraç edilmesi, gözaltılar ve tutuklamalar. Bakın Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde de bu yanlışlar yapıldı. O yanlışlar yapılırken, iktidardakiler o davaların savcısıydılar. Biz o zaman da evrensel hukuku savunduk. Yapılanlar yanlış dedik. Silivri’lere gittiğimizde biber gazı yedik, cop yedik. Ne oldu? Ergenekon ve Balyoz davalarında sanık olanlar beraat etti. Onları yargılayanlar şimdi hapiste. Türkiye’nin yanlış noktalara doğru sürüklendiği ortaya çıktı. Ve biz haklı çıktık: Şimdi yine iktidarın yönlendirmesi ile başka büyük yanlışlar yapılıyor. Bu yapılan büyük yanlışlardan hızla geri dönülmelidir.”
Bugün Türkiye’de yargı, yürütme ve parlamentonun bir bölümünün Cumhurbaşkanının vesayeti altında olduğunu öne süren Demirtaş, “Cumhurbaşkanı tarafından hukuk çiğnenmektedir, devleti ayakta tutan taşıyıcı kolonlar, yani kurumlar bilerek, kasten içi boşaltılmakta ve tahrip edilmektedir. Ondan sonra da denilmektedir ki ‘Bu parlamenter sistem ile olmuyor, başkanlık sistemi getirelim.’ Bir kişi tüm Türkiye’yi esir almıştır. Cumhurbaşkanının kişisel ihtiraslarına uygun bir koltuk bulunmaya çalışılmaktadır, maalesef bazı muhalefet partileri de bu arayışa payanda olmaktadır” şeklinde konuştu. Demirtaş, Başkanlık ile yönetilen ülkelerin milli gelirinin düşük dikta rejimleri olduğunu iddia ederek, “Türkiye’de başkanlık sistemi arayışından derhal vazgeçilmelidir. Türkiye hızla normalleşmeli ve gerçek sorunların çözümüne odaklanılmalıdır.” dedi. CHP Zonguldak İl Başkanı Ahmet Altun, göreve geldiği ilk andan itibaren verdiği mesajın birlik ve beraberlik olduğunu belirterek, “Gücümüz birlikteliğimizden gelir. İnandırıcı olmak, toplumun güvenini kazanmak, partimizin tabanını genişletmek istiyorsak, önce kendi içimizde birbirimize kenetlenmeli ve bir bütün olmalıyız. Elbette ki olaylara farklı şekillerde bakabilir, değişik yorumlar yapabiliriz. Partimizin yürüttüğü tüm politikaları da beğenmeyebiliriz. Hatta bunları dile getirebiliriz. Bu demokrasinin gereğidir. Ancak farklılıklarımızı kişiselleştirip karşılıklı çekişme noktasına taşıdığımızda bu durum toplum nezdinde CHP’ye kan kaybettirir.” dedi. CHP Ereğli İlçe Başkanı Sertan Ocakcı da, CHP’lilerin yıkık, yokluk içinde bir ülkede cumhuriyeti kuran insanlar olduğunu belirterek, “Bizi biz yapan partimizden duyduğumuz umuttur. Tek kurtuluş var. CHP ve cumhuriyete inanan insanların hep birlikte mücadele etmesi. Mücadeleye hazır olmalıyız” dedi. CHP Kadın Kolları Başkanı Şenay İşeri ise kadınları CHP’ye katılmaya davet etti. Konuşmaların ardından Danışma Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. Toplantıya önceki dönem Belediye Başkanı Halil Posbıyık, CHP Zonguldak İl ve İlçe yöneticileri, Belediye Meclis üyeleri, partinin eski yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
07 Kasım 2016 14:34
CHP Karadeniz Ereğli İlçe Başkanlığı’nca danışma meclisi toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Eski CHP İlçe Başkanlarından İlker Öncel, Gülüç Belediye Başkan Vekili Abdurrahman Çelik ve CHP Merkez İlçe Başkanı Ebru Uzun’dan oluşan Danışma Meclisi Divanı kuruldu. CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpçu, toplantıda yaptığı konuşmada Ereğli ve Zonguldak’ta yaşanan cami tartışmalarına değinerek, “Biz cami karşıtı değiliz. Her köyümüzde birden fazla cami var. Atatürk, cumhuriyet olmasaydı bunların yerinde ne olacağını biliyoruz. Zonguldak belediye meclisimiz çoğunlukla buna hayır dedi. Her mahallede cami yapalım desek biz bunlara yaranamayız. Ne kadar camiye ihtiyaç varsa biz bunları savunacağız. Şehirlerin en güzel yerlerine camileri hep mimarlar yapmış, din adamları orada eğitim vermiştir. Şimdi mimarlar yok işin başında, Çengelköy imamı var. O da talimatla geliyor, Ereğli’nin, Zonguldak’ın en güzel yerine cami yapalım diyor. Biz de cami düşmanı denilmesin diye geri adım atıyorum. Geri adım atılması çözüm değil. Ereğli’deki belediye meclis üyelerimizi bununla ilgili kutluyorum.” dedi.
CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş da, 7 Haziran seçimlerinden sonra Türkiye’nin olağanüstü günler yaşadığını, terör örgütlerinin saldırılarında vatandaşların ve güvenlik güçlerinin yaşamını yitirdiğini ifade etti. 15 Temmuz gecesi devletin içine yuvalanmış FETÖ mensuplarının demokrasi ve millet iradesini ortadan kaldırmak için bir darbe kalkışmasında bulunduğunu, tüm siyasi partiler, ordu içindeki Atatürkçü askerler ve vatandaşlar tarafından bu darbe girişiminin püskürtüldüğünü belirten Demirtaş şöyle konuştu: “15 Temmuz bir neden değil sonuçtur. 15 Temmuz AKP iktidarının 14 yıldır yapmış olduğu hataların, yanlışların ağır bir faturasıdır. 93 yıllık Cumhuriyet döneminde böyle bir dönem yaşanmadı. Ülkemizde bir kez daha darbe girişiminin yaşanmaması için her şeyden önce demokrasimizi güçlendirmeliyiz. Parlamenter rejimi güçlendirmeliyiz. Kuvvetler ayrılığını güçlendirmeliyiz. Hukuk devletini güçlendirmeliyiz. Laikliği güçlendirmeliyiz. Devleti, cemaatlerin cirit attığı bir alan olmaktan çıkarmalıyız. Devlet yönetiminde ve bürokraside liyakatı, bilgiyi ve beceriyi esas almalıyız. Devlete olan güveni yeniden tesis etmeliyiz. Devleti yeniden kurucu ayarlarına, fabrika ayarlarına geri döndürmeliyiz. Camiye, kışlaya ve adliyeye siyaset sokmamalıyız. Eğer bunları yapmazsak başka büyük sorunlar yaşarız, yeni 15 Temmuz’lar yaşarız.”
İktidarın yaşananlardan ders almadığını, OHAL’i yanlış uygulayarak yeni mağduriyetler yarattığını ifade eden Demirtaş şöyle devam etti: “Elbette darbe girişimine fiilen katılan asker, polis, bürokrat kim varsa, halka kurşun sıkan kim varsa, bu anlamda suç işleyen kim varsa, yargı önüne çıkarılmalı ve hukuk içinde en ağır cezalar verilmelidir. Buna kimsenin itiraz etmesi mümkün değildir. Ancak 15 Temmuz sonrası öyle gözaltılar, öyle tutuklamalar, öyle açığa almalar, öyle ihraçlar, öyle mala el konulmalar yapılıyor ki, sapla saman birbirine karıştırılıyor. Kurunun yanında yaş da yakılıyor. Cadı avı yapılıyor. Bir darbe fırsatçılığı yapılıyor. Darbe girişiminin arkasına saklanılarak adeta sivil darbe yapılıyor. Bu yapılan yanlışlar da kamuoyunun vicdanını yaralıyor. Öğrenciler, esnaflar, memurlar, gazeteciler, üniversite hocaları, hakimler, savcılar, avukatlar mağdur ediliyor. İşte son günlerde Cumhuriyet Gazetesi’nin yazarlarına ve yöneticilerine yapılanlar, işte Türkiye’nin dört bir tarafından iktidara muhalif her kesimden kamu görevlilerinin açığa alınması, ihraç edilmesi, gözaltılar ve tutuklamalar. Bakın Ergenekon ve Balyoz davaları sürecinde de bu yanlışlar yapıldı. O yanlışlar yapılırken, iktidardakiler o davaların savcısıydılar. Biz o zaman da evrensel hukuku savunduk. Yapılanlar yanlış dedik. Silivri’lere gittiğimizde biber gazı yedik, cop yedik. Ne oldu? Ergenekon ve Balyoz davalarında sanık olanlar beraat etti. Onları yargılayanlar şimdi hapiste. Türkiye’nin yanlış noktalara doğru sürüklendiği ortaya çıktı. Ve biz haklı çıktık: Şimdi yine iktidarın yönlendirmesi ile başka büyük yanlışlar yapılıyor. Bu yapılan büyük yanlışlardan hızla geri dönülmelidir.”
Bugün Türkiye’de yargı, yürütme ve parlamentonun bir bölümünün Cumhurbaşkanının vesayeti altında olduğunu öne süren Demirtaş, “Cumhurbaşkanı tarafından hukuk çiğnenmektedir, devleti ayakta tutan taşıyıcı kolonlar, yani kurumlar bilerek, kasten içi boşaltılmakta ve tahrip edilmektedir. Ondan sonra da denilmektedir ki ‘Bu parlamenter sistem ile olmuyor, başkanlık sistemi getirelim.’ Bir kişi tüm Türkiye’yi esir almıştır. Cumhurbaşkanının kişisel ihtiraslarına uygun bir koltuk bulunmaya çalışılmaktadır, maalesef bazı muhalefet partileri de bu arayışa payanda olmaktadır” şeklinde konuştu. Demirtaş, Başkanlık ile yönetilen ülkelerin milli gelirinin düşük dikta rejimleri olduğunu iddia ederek, “Türkiye’de başkanlık sistemi arayışından derhal vazgeçilmelidir. Türkiye hızla normalleşmeli ve gerçek sorunların çözümüne odaklanılmalıdır.” dedi. CHP Zonguldak İl Başkanı Ahmet Altun, göreve geldiği ilk andan itibaren verdiği mesajın birlik ve beraberlik olduğunu belirterek, “Gücümüz birlikteliğimizden gelir. İnandırıcı olmak, toplumun güvenini kazanmak, partimizin tabanını genişletmek istiyorsak, önce kendi içimizde birbirimize kenetlenmeli ve bir bütün olmalıyız. Elbette ki olaylara farklı şekillerde bakabilir, değişik yorumlar yapabiliriz. Partimizin yürüttüğü tüm politikaları da beğenmeyebiliriz. Hatta bunları dile getirebiliriz. Bu demokrasinin gereğidir. Ancak farklılıklarımızı kişiselleştirip karşılıklı çekişme noktasına taşıdığımızda bu durum toplum nezdinde CHP’ye kan kaybettirir.” dedi. CHP Ereğli İlçe Başkanı Sertan Ocakcı da, CHP’lilerin yıkık, yokluk içinde bir ülkede cumhuriyeti kuran insanlar olduğunu belirterek, “Bizi biz yapan partimizden duyduğumuz umuttur. Tek kurtuluş var. CHP ve cumhuriyete inanan insanların hep birlikte mücadele etmesi. Mücadeleye hazır olmalıyız” dedi. CHP Kadın Kolları Başkanı Şenay İşeri ise kadınları CHP’ye katılmaya davet etti. Konuşmaların ardından Danışma Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. Toplantıya önceki dönem Belediye Başkanı Halil Posbıyık, CHP Zonguldak İl ve İlçe yöneticileri, Belediye Meclis üyeleri, partinin eski yöneticileri ve çok sayıda partili katıldı.
