“Cumhurbaşkanına tek başına silahlı kuvvetleri kullanma yetkisi verilemez”
Anayasa’nın 18 maddesinde değişiklik öngören paketin, 16 Nisan’da yapılması planlanan referandumda oylanmasının öncesinde, referandum çalışmaları kapsamında Demokratik Sol Parti (DSP) Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü’nü ziyaret eden DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“PARLAMENTONUN ACİLEN TOPLANMASI GEREKİYOR” Zonguldak bölgesinde referandum öncesinde yurttaşlarla bir araya gelerek, referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiği konusunda partilerinin görüşlerini paylaştıklarını belirten Aksakal, ABD kuvvetlerince Suriye’ye yönelik gerçekleştirilen füze saldırısına dair de görüşlerini dile getirdi. Aksakal, şöyle dedi: “Bugün sabah komşumuz Suriye’de Amerika Birleşik Devletleri’nin bir füze saldırısı gerçekleşti. Ve saldırı neticesinde Suriye’nin bir üssü vuruldu. Resmi açıklamalara göre altı Suriye askerinin yaşamını yitirdiği ve birçok uçak ve diğer silahların zarar gördüğü açıklaması yapıldı. Biz bu filmi daha önce görmüştük. 15 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri Irak’a işgal hareketini yapmak istediğinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit buna kesinlikle izin vermemiş, ‘Türkiye olarak komşularımızın ve orada yaşayan Müslüman kardeşlerimizin öldürülmelerine, katledilmelerine biz aracı olamayız’ demişti. Ve izin vermemişti. Bunun için Ecevit, görevden uzaklaştırıldı, yaşamı tehdit altına girdi, sıkıntıya sokuldu. Ve bugünkü AK Parti iktidarına görev verildi. İşin asıl tehlikeli boyutu bu noktadan sonra yine gündeme geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu saldırısının ardından, doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı bu saldırıyı desteklediklerini ve Türkiye olarak üzerlerine ne gibi bir görev düşecekse yerine getirmeye hazır olduklarını beyan etti. Asıl tehlike burada. İşte bugün bu referandum çalışmaları çerçevesinde dolaştığımız, halka anlattığımız en önemli hususlardan bir tanesi bu. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hiçbir uluslararası organizasyonda sadece bir Cumhurbaşkanının ya da sadece bir Başbakanın niyet beyanıyla görev üstlenemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunun acilen toplanması gerekiyor. Parlamentoda bu konu tartışılıp, nasıl bir yol-yöntem izleneceği hususunun değerlendirildikten sonra kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.”
“CUMHURBAŞKANINA TEK BAŞINA SİLAHLI KUVVETLERİ KULLANMA YETKİSİ VERİLEMEZ” DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, 16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliği paketiyle Cumhurbaşkanına Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tek başına kullanma yetkisi verilmek istendiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu da vurguladı. Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bu Anayasa değişikliğinde yapılmak istenenlerden bir tanesi de buydu. Yani seçilecek olan Cumhurbaşkanına Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tek başına kullanma yetkisini verecek bir değişikliği oylayacağız 16’sında. Onun için halkımızın uyanık davranmasını özellikle bekliyoruz. Ülke büyük bir badirenin eşiğindedir. Bunu kabul edelim. Geçtiğimiz dönemde Irak’ın işgaliyle ilgili yaşanan süreçte 1,5 milyondan fazla Müslüman katledildi ve Müslümanı da Müslümana kırdırarak da bu hadiseyi gerçekleştiren bir emperyal sistem var. Bölgemiz üzerinde oynanan bu oyunlara biz Demokratik Sol Parti ve Türkiye olarak yabancı değiliz. 2002’de biraz önce anlattığım gibi bu hadiseleri yaşamıştık. Demek ki devlet adamlığı özelliğinin ön plana çıkması gerekliliği konusunda önemli örneklerden birisini yaşıyoruz. Umarım aklıselim hakim gelir. Devletimizi yönetenlere, hükümetimizin başında olan kişilere, o devlet adamlığı özelliğini ön plana çıkarmaları için bir fırsat olur. Ve bu ateş çemberinin içerisine Türkiye ve Türk halkı girmek zorunda bırakılmaz. Referandum, elbette ki ülkemiz için önemli konuları kapsıyor. 18 maddelik bir değişiklik halkın önüne getirildi. 18 maddenin tamamıyla ilgili bir kaygımız yok. Fakat içinde bulunan üç-dört husus, önemli olanlarından üç-dört husus, sadece bir tanesi bile Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ dememiz için yeterlidir. Bunun biraz önce bir örneğini verdim. Bir ülkede bir Cumhurbaşkanına tek başına silahlı kuvvetleri kullanma yetkisi verilemez.
“MİLLİ İRADEYİ TEK BAŞINA ORTADAN KALDIRABİLECEK BİR YETKİYİ, BİR KİŞİYE VERMEMEMİZ GEREKİYOR” Burası işçi kenti, Karadeniz Ereğlisi, işçi yoğunluklu halkın yaşadığı bir bölge; bir Cumhurbaşkanına, ücretleri tek başına belirleme yetkisi verilemez. Bir Cumhurbaşkanına, tek başına övünerek söyledikleri o milli irade denilen kavramı ortadan kaldırabilme yetkisi verilemez. Bu nasıl olacak diye sorulduğunda anlatıyoruz. Seçimlerde iki sandık konulacak birisi Cumhurbaşkanı seçecek, birisi Türkiye parlamentosunu belirleyecek. Her ikisi, erken seçim kararı alabilme yetkisine sahip olacak, diğeri de seçilecek. Ama Cumhurbaşkanı tek başına bu kararı alacak, parlamento 360 milletvekiliyle alabilecek. Yani milli iradeyi tek başına ortadan kaldırabilecek bir yetkiyi bir kişiye vermememiz gerekiyor. Eğer bunu gerçekleştirirsek, işte yaşayabileceğimiz tehlikeler bugün içinde bulunduğumuz güncel olayla da kendisini gösteriyor. Bölgemizde, gerek Suriye’de olsun gerek Kuzey Irak’ta ya da Irak’ta, yoğunluklu olarak Müslüman toplum yaşıyor. Hangi mezhepten olursa olsun, ister Sünni ister Vahabi ister Alevi ister Şii, hiç fark etmez hepsi Müslüman kardeşlerimizdir. İslam dinine inanmışlardır, peygamberleri tektir Hazreti Muhammet’tir. Allah’a inanırlar. Dolayısıyla, bizim birbirimizi koruyup kollamamız gerekiyor. Hem Haçlı Seferleri’nden yakınacaksınız, ‘Haçlı Seferi düzenleniyor’ diyeceksiniz, hem de bu Haçlı Seferlerini yapanlara ‘Emrinize amadeyiz, istediğiniz zaman istediğiniz görevi yerine getiririz’ diye mesnetsiz ve temelsiz, dayanaksız bir açıklama yapacaksınız, böyle bir taahhütte bulunacaksınız. Bunu biz Demokratik Sol Parti olarak kesinlikle reddediyoruz, kabul etmiyoruz. Tekrar çağrımı yapıyorum; Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü olarak toplantıya çağırılmalı ve bu hususlar geniş çaplı ve gerekirse gizli toplantıyla değerlendirilmeli. Ve ondan sonra Türkiye’nin tavrı dünyayla paylaşılmalıdır.”
DSP Genel Başkanı Aksakal, “AKP yöneticilerinin ve parti çevrelerinin “istikrar” konusuyla ilgili görüş bildirirken sık sık, 2001 yılında yaşanan dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatması olayına atıfta bulunmaları”nın sorulması üzerine de, şunları kaydetti: “2001 krizi denilen kavramın Anayasa kitapçığıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yapılan eylem ya da hareket bir densizliktir. Bir Cumhurbaşkanının Başbakana bu tip bir davranışta bulunması hiçbir zaman kabul edilemez. Ama hiç kimse başka yere sığınmasın, 15 yıldır tek başına iktidarsınız. Hiç kimse size Anayasa kitapçığı da fırlatmadı, herhangi bir broşürü de fırlatmadı. Ama siz bu ülkenin seçtiği, yüzde 47 oy vererek Başbakan yaptığı bir Başbakanı fırlatıp attınız. O gün biz size bu iktidara 150 milyar dolar borçlu ve sıfır terörlü bir ülke teslim ettik. Bugün siz bu ülkeyi trilyon dolara yaklaşan borç batağının içerisine batırdınız, her gün şehitlerimiz geliyor. Sadece Suriye bölgesinde, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 70’in üzerinde şehit verdik. Onun için hiç kimse 15 sene öncesinin, efendim Cumhuriyetin kurulduğu 90 yıl öncesinin hikayelerine sığınıp kendisini kurtaramaz. Kendilerini kurtarmaya çalıştıkları en önemli argüman şimdiki Anayasa değişikliğidir. Yargıdan kaçmak isterler. Fakat milletin adaletinden, devletin adaletinden kaçabilirsiniz; Allah’ın adaletinden kaçamazsınız. Mutlaka bunun hesabı size bu dünyada ya da öbür dünyada sorulur. Onun için bunların hepsi, insanlarımızın aklını karıştırmak için söylenmiş sözlerdir, kabul etmiyoruz tabii ki böyle bir şeyi.”
Aksakal’ın partisinin Ereğli İlçe Örgütü’nü ziyaretinde, DSP İl Başkanı Sercan Günarslan, DSP Ereğli İlçe Başkanı Mustafa Timur ile partililer de hazır bulundu.
07 Nisan 2017 17:05
Anayasa’nın 18 maddesinde değişiklik öngören paketin, 16 Nisan’da yapılması planlanan referandumda oylanmasının öncesinde, referandum çalışmaları kapsamında Demokratik Sol Parti (DSP) Karadeniz Ereğli İlçe Örgütü’nü ziyaret eden DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“PARLAMENTONUN ACİLEN TOPLANMASI GEREKİYOR” Zonguldak bölgesinde referandum öncesinde yurttaşlarla bir araya gelerek, referandumda neden “Hayır” denilmesi gerektiği konusunda partilerinin görüşlerini paylaştıklarını belirten Aksakal, ABD kuvvetlerince Suriye’ye yönelik gerçekleştirilen füze saldırısına dair de görüşlerini dile getirdi. Aksakal, şöyle dedi: “Bugün sabah komşumuz Suriye’de Amerika Birleşik Devletleri’nin bir füze saldırısı gerçekleşti. Ve saldırı neticesinde Suriye’nin bir üssü vuruldu. Resmi açıklamalara göre altı Suriye askerinin yaşamını yitirdiği ve birçok uçak ve diğer silahların zarar gördüğü açıklaması yapıldı. Biz bu filmi daha önce görmüştük. 15 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri Irak’a işgal hareketini yapmak istediğinde dönemin Başbakanı Bülent Ecevit buna kesinlikle izin vermemiş, ‘Türkiye olarak komşularımızın ve orada yaşayan Müslüman kardeşlerimizin öldürülmelerine, katledilmelerine biz aracı olamayız’ demişti. Ve izin vermemişti. Bunun için Ecevit, görevden uzaklaştırıldı, yaşamı tehdit altına girdi, sıkıntıya sokuldu. Ve bugünkü AK Parti iktidarına görev verildi. İşin asıl tehlikeli boyutu bu noktadan sonra yine gündeme geldi. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu saldırısının ardından, doğrudan Sayın Cumhurbaşkanı bu saldırıyı desteklediklerini ve Türkiye olarak üzerlerine ne gibi bir görev düşecekse yerine getirmeye hazır olduklarını beyan etti. Asıl tehlike burada. İşte bugün bu referandum çalışmaları çerçevesinde dolaştığımız, halka anlattığımız en önemli hususlardan bir tanesi bu. Türkiye Cumhuriyeti devleti, hiçbir uluslararası organizasyonda sadece bir Cumhurbaşkanının ya da sadece bir Başbakanın niyet beyanıyla görev üstlenemez. Türkiye Cumhuriyeti’nin parlamentosunun acilen toplanması gerekiyor. Parlamentoda bu konu tartışılıp, nasıl bir yol-yöntem izleneceği hususunun değerlendirildikten sonra kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor.”
“CUMHURBAŞKANINA TEK BAŞINA SİLAHLI KUVVETLERİ KULLANMA YETKİSİ VERİLEMEZ” DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, 16 Nisan’da oylanacak Anayasa değişikliği paketiyle Cumhurbaşkanına Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tek başına kullanma yetkisi verilmek istendiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu da vurguladı. Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü: “İşte bu Anayasa değişikliğinde yapılmak istenenlerden bir tanesi de buydu. Yani seçilecek olan Cumhurbaşkanına Türk Silahlı Kuvvetleri’ni tek başına kullanma yetkisini verecek bir değişikliği oylayacağız 16’sında. Onun için halkımızın uyanık davranmasını özellikle bekliyoruz. Ülke büyük bir badirenin eşiğindedir. Bunu kabul edelim. Geçtiğimiz dönemde Irak’ın işgaliyle ilgili yaşanan süreçte 1,5 milyondan fazla Müslüman katledildi ve Müslümanı da Müslümana kırdırarak da bu hadiseyi gerçekleştiren bir emperyal sistem var. Bölgemiz üzerinde oynanan bu oyunlara biz Demokratik Sol Parti ve Türkiye olarak yabancı değiliz. 2002’de biraz önce anlattığım gibi bu hadiseleri yaşamıştık. Demek ki devlet adamlığı özelliğinin ön plana çıkması gerekliliği konusunda önemli örneklerden birisini yaşıyoruz. Umarım aklıselim hakim gelir. Devletimizi yönetenlere, hükümetimizin başında olan kişilere, o devlet adamlığı özelliğini ön plana çıkarmaları için bir fırsat olur. Ve bu ateş çemberinin içerisine Türkiye ve Türk halkı girmek zorunda bırakılmaz. Referandum, elbette ki ülkemiz için önemli konuları kapsıyor. 18 maddelik bir değişiklik halkın önüne getirildi. 18 maddenin tamamıyla ilgili bir kaygımız yok. Fakat içinde bulunan üç-dört husus, önemli olanlarından üç-dört husus, sadece bir tanesi bile Anayasa değişikliğine ‘Hayır’ dememiz için yeterlidir. Bunun biraz önce bir örneğini verdim. Bir ülkede bir Cumhurbaşkanına tek başına silahlı kuvvetleri kullanma yetkisi verilemez.
“MİLLİ İRADEYİ TEK BAŞINA ORTADAN KALDIRABİLECEK BİR YETKİYİ, BİR KİŞİYE VERMEMEMİZ GEREKİYOR” Burası işçi kenti, Karadeniz Ereğlisi, işçi yoğunluklu halkın yaşadığı bir bölge; bir Cumhurbaşkanına, ücretleri tek başına belirleme yetkisi verilemez. Bir Cumhurbaşkanına, tek başına övünerek söyledikleri o milli irade denilen kavramı ortadan kaldırabilme yetkisi verilemez. Bu nasıl olacak diye sorulduğunda anlatıyoruz. Seçimlerde iki sandık konulacak birisi Cumhurbaşkanı seçecek, birisi Türkiye parlamentosunu belirleyecek. Her ikisi, erken seçim kararı alabilme yetkisine sahip olacak, diğeri de seçilecek. Ama Cumhurbaşkanı tek başına bu kararı alacak, parlamento 360 milletvekiliyle alabilecek. Yani milli iradeyi tek başına ortadan kaldırabilecek bir yetkiyi bir kişiye vermememiz gerekiyor. Eğer bunu gerçekleştirirsek, işte yaşayabileceğimiz tehlikeler bugün içinde bulunduğumuz güncel olayla da kendisini gösteriyor. Bölgemizde, gerek Suriye’de olsun gerek Kuzey Irak’ta ya da Irak’ta, yoğunluklu olarak Müslüman toplum yaşıyor. Hangi mezhepten olursa olsun, ister Sünni ister Vahabi ister Alevi ister Şii, hiç fark etmez hepsi Müslüman kardeşlerimizdir. İslam dinine inanmışlardır, peygamberleri tektir Hazreti Muhammet’tir. Allah’a inanırlar. Dolayısıyla, bizim birbirimizi koruyup kollamamız gerekiyor. Hem Haçlı Seferleri’nden yakınacaksınız, ‘Haçlı Seferi düzenleniyor’ diyeceksiniz, hem de bu Haçlı Seferlerini yapanlara ‘Emrinize amadeyiz, istediğiniz zaman istediğiniz görevi yerine getiririz’ diye mesnetsiz ve temelsiz, dayanaksız bir açıklama yapacaksınız, böyle bir taahhütte bulunacaksınız. Bunu biz Demokratik Sol Parti olarak kesinlikle reddediyoruz, kabul etmiyoruz. Tekrar çağrımı yapıyorum; Türkiye Büyük Millet Meclisi olağanüstü olarak toplantıya çağırılmalı ve bu hususlar geniş çaplı ve gerekirse gizli toplantıyla değerlendirilmeli. Ve ondan sonra Türkiye’nin tavrı dünyayla paylaşılmalıdır.”
DSP Genel Başkanı Aksakal, “AKP yöneticilerinin ve parti çevrelerinin “istikrar” konusuyla ilgili görüş bildirirken sık sık, 2001 yılında yaşanan dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlatması olayına atıfta bulunmaları”nın sorulması üzerine de, şunları kaydetti: “2001 krizi denilen kavramın Anayasa kitapçığıyla uzaktan yakından ilgisi yoktur. Yapılan eylem ya da hareket bir densizliktir. Bir Cumhurbaşkanının Başbakana bu tip bir davranışta bulunması hiçbir zaman kabul edilemez. Ama hiç kimse başka yere sığınmasın, 15 yıldır tek başına iktidarsınız. Hiç kimse size Anayasa kitapçığı da fırlatmadı, herhangi bir broşürü de fırlatmadı. Ama siz bu ülkenin seçtiği, yüzde 47 oy vererek Başbakan yaptığı bir Başbakanı fırlatıp attınız. O gün biz size bu iktidara 150 milyar dolar borçlu ve sıfır terörlü bir ülke teslim ettik. Bugün siz bu ülkeyi trilyon dolara yaklaşan borç batağının içerisine batırdınız, her gün şehitlerimiz geliyor. Sadece Suriye bölgesinde, Fırat Kalkanı Harekatı’nda 70’in üzerinde şehit verdik. Onun için hiç kimse 15 sene öncesinin, efendim Cumhuriyetin kurulduğu 90 yıl öncesinin hikayelerine sığınıp kendisini kurtaramaz. Kendilerini kurtarmaya çalıştıkları en önemli argüman şimdiki Anayasa değişikliğidir. Yargıdan kaçmak isterler. Fakat milletin adaletinden, devletin adaletinden kaçabilirsiniz; Allah’ın adaletinden kaçamazsınız. Mutlaka bunun hesabı size bu dünyada ya da öbür dünyada sorulur. Onun için bunların hepsi, insanlarımızın aklını karıştırmak için söylenmiş sözlerdir, kabul etmiyoruz tabii ki böyle bir şeyi.”
Aksakal’ın partisinin Ereğli İlçe Örgütü’nü ziyaretinde, DSP İl Başkanı Sercan Günarslan, DSP Ereğli İlçe Başkanı Mustafa Timur ile partililer de hazır bulundu.
