Karaveli: 29 Ekimler, bilmek ve bilinç günü olarak kutlanmalı
Zonguldak’ın Ereğli ilçesindeki Atatürk Kültür Merkezi’nde, Atatürkçü Düşünce Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi tarafından düzenlenen panele, Ereğli Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Okur, ADD Genel Saymanı Emin Semih Özkök, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın eşi Neriman Posbıyık, bazı belediye meclis üyeleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Panelin konuşmacılarından Avukat Tülay Bekar, cumhuriyetin getirdiği hukuksal kazanımlardan bazılarına değindi. Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık barındıran demeç ve haberlerden oluşan bir sunum eşliğinde konuşmasına devam eden Avukat Tülay Bekar, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık durumlarında herkesin yargıya başvurma hakkını kullanması gerektiğini vurguladı. Bekar, “Konuşmak değil, harekete geçin. İstismara uğrayan bir çocuğu gördüğünüzde tutun elinden, tecavüze uğrayan-şiddete uğrayan bir kadın gördüğünüzde onunla birlikte ağlayın, elinden tutun. Okullarda eğitimlere gidin. Ve lütfen ama lütfen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak her seferinde bu olaylar olduğunda suç duyurusunda bulunun. Buna hakkınız var.” dedi.
KARAVELİ: HER ŞEYİMİZİ CUMHURİYETE BORÇLUYUZ
Panelde konuşan Araştırmacı Yazar Orhan Karaveli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti, onu koruma sorumluluğunu hisseden herkese emanet ettiğini söyledi. Karaveli şöyle dedi: “Bir konuşma sırasında ilk defa bunu söyledim, ‘Atatürk cumhuriyeti bana emanet etti’ dedim. Tabii biraz garip bir söz. Bu cumhuriyetin korunabilmesi için herkesin Atatürk’ün cumhuriyeti kendisine emanet ettiğini düşünmesi gerekir. Cumhuriyetin başına daha ilk yüzyılında neler geleceğini Atatürk görmüş ki, o meşhur nutkunun sonunda sözlerini bu sözlerle bitirmiş, “Ey Türk gençliği” diyerek bitirmiş. “Bütün bu koşullar altında dahi kurtarmak senin görevindir.” Cumhuriyeti korumayı kendisi için görev bilen herkese söyledi.
Bugün söze başlarken sizin cumhuriyet bayramınızı kutlamadım. Kutlamaya da hiç niyetim yok. Tabii 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, her yerde bu kutlanıyor ama biliyorsunuz törenlerle devlet kutlanmaz. Bir devletin sürekliliğine, bir ülkenin yeterli sayıda insanı inanmadıkça hiçbir devlet kurtulmaz. Mümkün değil böyle bir şey. Neyi kutlayacağız biz yani? Cumhuriyetin bayram yapılacak hali kaldı mı? Cumhuriyetimiz ne durumda bugün? Şöyle bir dönüp baktığımızda ne inanılmaz şeyler görüyoruz. Atatürk bunu görmüş ve söylemiş. O bir uyarıdır. Bence Cumhuriyet Bayramları, 29 Ekimler bayram günü olarak değil; bilmek günü, bilinç günü olarak kutlanmalı. Çünkü biz her şeyimizi cumhuriyete borçluyuz. Atatürk’ün adının kullanılması yasak olursa ve Atatürk’e bu ülkeyi idare edenler gereken saygıyı ve sevgiyi göstermezlerse hatta onu küçümserlerse, onunla ilgili abuk sabuk bir takım iddialar ortaya atarlarsa, onun anasına kadar dil uzatırlarsa ayıptır, her şeyden önce bu ülke tehlikededir. Bu böyle biline.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılmış bir Osmanlı’dan doğduğunu ve Birinci Dünya Savaşı sonucunda yenilen Türklere karşı, Batı’da bir Türk düşmanlığının yükseldiğini ifade eden Karaveli, bunun bugün de devam ettiğini anlattı: “Almanya da yenilmişti. Ne oldu Türkiye’den kaçan insanlar Talat Paşalar vesaire gittiler Berlin’e, Berlin hayatına devam ediyordu. Çünkü o Hristiyan, o kendilerinden. “Şu Türkler yok mu, şu Allah’ın belası Türkler. Bir de üstelik Müslüman bunlar. Bir de ta Viyana’ya kadar geldiler. Bitirelim artık şunları.” diyen bir Avrupa’yla karşı karşıyaydık. Bugün de öyleyiz. Dolayısıyla biz çok dikkatli olmalıyız. Çok kritik bir noktadayız.”
Panelin sonunda Yazar Orhan Karaveli ve Avukat Tülay Bekar’a plaket takdim edildi. Yazar Orhan Karaveli, panele katılan okurları için kitaplarını da imzaladı.
29 Ekim 2019 20:57
Zonguldak’ın Ereğli ilçesindeki Atatürk Kültür Merkezi’nde, Atatürkçü Düşünce Derneği Karadeniz Ereğli Şubesi tarafından düzenlenen panele, Ereğli Belediye Başkan Yardımcısı Haluk Okur, ADD Genel Saymanı Emin Semih Özkök, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın eşi Neriman Posbıyık, bazı belediye meclis üyeleri ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Panelin konuşmacılarından Avukat Tülay Bekar, cumhuriyetin getirdiği hukuksal kazanımlardan bazılarına değindi. Türkiye’de kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık barındıran demeç ve haberlerden oluşan bir sunum eşliğinde konuşmasına devam eden Avukat Tülay Bekar, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık durumlarında herkesin yargıya başvurma hakkını kullanması gerektiğini vurguladı. Bekar, “Konuşmak değil, harekete geçin. İstismara uğrayan bir çocuğu gördüğünüzde tutun elinden, tecavüze uğrayan-şiddete uğrayan bir kadın gördüğünüzde onunla birlikte ağlayın, elinden tutun. Okullarda eğitimlere gidin. Ve lütfen ama lütfen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak her seferinde bu olaylar olduğunda suç duyurusunda bulunun. Buna hakkınız var.” dedi.
KARAVELİ: HER ŞEYİMİZİ CUMHURİYETE BORÇLUYUZ
Panelde konuşan Araştırmacı Yazar Orhan Karaveli, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cumhuriyeti, onu koruma sorumluluğunu hisseden herkese emanet ettiğini söyledi. Karaveli şöyle dedi: “Bir konuşma sırasında ilk defa bunu söyledim, ‘Atatürk cumhuriyeti bana emanet etti’ dedim. Tabii biraz garip bir söz. Bu cumhuriyetin korunabilmesi için herkesin Atatürk’ün cumhuriyeti kendisine emanet ettiğini düşünmesi gerekir. Cumhuriyetin başına daha ilk yüzyılında neler geleceğini Atatürk görmüş ki, o meşhur nutkunun sonunda sözlerini bu sözlerle bitirmiş, “Ey Türk gençliği” diyerek bitirmiş. “Bütün bu koşullar altında dahi kurtarmak senin görevindir.” Cumhuriyeti korumayı kendisi için görev bilen herkese söyledi.
Bugün söze başlarken sizin cumhuriyet bayramınızı kutlamadım. Kutlamaya da hiç niyetim yok. Tabii 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, her yerde bu kutlanıyor ama biliyorsunuz törenlerle devlet kutlanmaz. Bir devletin sürekliliğine, bir ülkenin yeterli sayıda insanı inanmadıkça hiçbir devlet kurtulmaz. Mümkün değil böyle bir şey. Neyi kutlayacağız biz yani? Cumhuriyetin bayram yapılacak hali kaldı mı? Cumhuriyetimiz ne durumda bugün? Şöyle bir dönüp baktığımızda ne inanılmaz şeyler görüyoruz. Atatürk bunu görmüş ve söylemiş. O bir uyarıdır. Bence Cumhuriyet Bayramları, 29 Ekimler bayram günü olarak değil; bilmek günü, bilinç günü olarak kutlanmalı. Çünkü biz her şeyimizi cumhuriyete borçluyuz. Atatürk’ün adının kullanılması yasak olursa ve Atatürk’e bu ülkeyi idare edenler gereken saygıyı ve sevgiyi göstermezlerse hatta onu küçümserlerse, onunla ilgili abuk sabuk bir takım iddialar ortaya atarlarsa, onun anasına kadar dil uzatırlarsa ayıptır, her şeyden önce bu ülke tehlikededir. Bu böyle biline.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin yıkılmış bir Osmanlı’dan doğduğunu ve Birinci Dünya Savaşı sonucunda yenilen Türklere karşı, Batı’da bir Türk düşmanlığının yükseldiğini ifade eden Karaveli, bunun bugün de devam ettiğini anlattı: “Almanya da yenilmişti. Ne oldu Türkiye’den kaçan insanlar Talat Paşalar vesaire gittiler Berlin’e, Berlin hayatına devam ediyordu. Çünkü o Hristiyan, o kendilerinden. “Şu Türkler yok mu, şu Allah’ın belası Türkler. Bir de üstelik Müslüman bunlar. Bir de ta Viyana’ya kadar geldiler. Bitirelim artık şunları.” diyen bir Avrupa’yla karşı karşıyaydık. Bugün de öyleyiz. Dolayısıyla biz çok dikkatli olmalıyız. Çok kritik bir noktadayız.”
Panelin sonunda Yazar Orhan Karaveli ve Avukat Tülay Bekar’a plaket takdim edildi. Yazar Orhan Karaveli, panele katılan okurları için kitaplarını da imzaladı.
