CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve MHP Milletvekili Engin Alan ortak yazılı bir basın açıklaması yaptılar. Tahliye edilmemelerini eleştiren sanıkların açıklaması, "Anayasa’nın 80. Maddesi uyarınca, tüm Türk Milletini temsil eden milletvekilleriyiz." diye başladı.
Kamuoyunda 3. Yargı paketi olarak adlandırılan 6352 sayılı kanun ile özel görevli ve yetkili mahkemelerin faaliyetine son verildiği belirtilen açıklamada "Adli kontrol tedbirindeki üst sınır uygulaması kaldırılarak, tutuklama kararlarında ´Kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama sebepleri ile adli kontrol tedbirinin niçin yetersiz kaldığının, somut olgularla gösterilmesi´ zorunlu hale getirilmiştir. Ancak, bu kanun ile mahkemelere tutuksuz yargılama konusunda geniş takdir yetkisi tanınmış olmasına rağmen, Silivri’de halen anayasanın ´Kanunlar önünde eşitlik´ ve ´Tabii hâkim´ ilkesine aykırı olarak faaliyet gösteren bu mahkemeler, kendilerini milli iradenin dahi üzerinde görerek, TBMM’nin çıkarttığı kanunu dahi hiçe saymış ve somut hiçbir olgu göstermeksizin, keyfi muamele ile milli iradeyi tutsak almaya devam etmiştir. Oysa ki, Anayasa´nın 6´ncı maddesi uyarınca ´egemenlik, kayıtsız şartsız millete ait´ olup, mahkemeler de, Türk milleti adına karar vermekle yükümlüdürler." denildi.
Açıklama metninde, "Türkiye´de, demokrasinin daha ilk yıllarından itibaren tutuklu iken milletvekili seçilen kişilerin, mahkemelerce derhal tahliye edildikleri ortadadır." ifadesine yer verildi.
14 Eylül 2012 13:28
CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve MHP Milletvekili Engin Alan ortak yazılı bir basın açıklaması yaptılar. Tahliye edilmemelerini eleştiren sanıkların açıklaması, "Anayasa’nın 80. Maddesi uyarınca, tüm Türk Milletini temsil eden milletvekilleriyiz." diye başladı.
Kamuoyunda 3. Yargı paketi olarak adlandırılan 6352 sayılı kanun ile özel görevli ve yetkili mahkemelerin faaliyetine son verildiği belirtilen açıklamada "Adli kontrol tedbirindeki üst sınır uygulaması kaldırılarak, tutuklama kararlarında ´Kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama sebepleri ile adli kontrol tedbirinin niçin yetersiz kaldığının, somut olgularla gösterilmesi´ zorunlu hale getirilmiştir. Ancak, bu kanun ile mahkemelere tutuksuz yargılama konusunda geniş takdir yetkisi tanınmış olmasına rağmen, Silivri’de halen anayasanın ´Kanunlar önünde eşitlik´ ve ´Tabii hâkim´ ilkesine aykırı olarak faaliyet gösteren bu mahkemeler, kendilerini milli iradenin dahi üzerinde görerek, TBMM’nin çıkarttığı kanunu dahi hiçe saymış ve somut hiçbir olgu göstermeksizin, keyfi muamele ile milli iradeyi tutsak almaya devam etmiştir. Oysa ki, Anayasa´nın 6´ncı maddesi uyarınca ´egemenlik, kayıtsız şartsız millete ait´ olup, mahkemeler de, Türk milleti adına karar vermekle yükümlüdürler." denildi.
Açıklama metninde, "Türkiye´de, demokrasinin daha ilk yıllarından itibaren tutuklu iken milletvekili seçilen kişilerin, mahkemelerce derhal tahliye edildikleri ortadadır." ifadesine yer verildi.