Başesgioğlu: Siyasal iktidarın yapması gereken tek bir şey vardı, o da…
Partisinin Zonguldak teşkilatında düzenlenen basın toplantısında konuşan Başesgioğlu, son 3 yıldır takip edilen dış politika ile Türkiye’nin 200 yıllık birikiminin yok edildiğini söyledi. Meclis’ten geçen Milli Eğitimle ilgili kanunun vicdanla bağdaşmadığını ifade eden Başesgioğlu, “Müsteşar hariç bütün Milli Eğitim personelinin görevlerine son veriyorlar. Dershaneleri kapatıyorlar. Dershanedeki öğretmenleri 320 bin tane genç çocuk beklerken sınavsız alma gayreti içerisindedirler. Bu adalete, vicdana, adalete, hakkaniyete sığar mı?” ifadelerini kullandı. Konuşmasında yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinen Başesgioğlu, “Bu şekilde ciddi bir soruşturmaya muhatap olan bir siyasal iktidarın yapması gereken bir şey vardı. Millete dönerek, ‘Ey aziz milletim, bu iddialar çok ciddidir. Adı geçen bakanları, aklanması için yargıya teslim ediyorum’ demesi lazımdı. Demokratik ülkelerde beklenen tavır budur. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor. Yani o kadar her şey ortada, en azından soruşturulmaya muhtaç ki. Tamam masumiyet karinesi var. Ama bir de iddiaların ciddiliği var. Hiçbir cumhuriyet savcısı, hiçbir emniyet mensubu, elinde ciddi bir bilgi-belge olmadan bırakın bakan oğlunu, kimse hakkında soruşturma yapamaz. Operasyonlar başlayalı 90 gün oldu. Bir savcı, bir hakim bu işe karar vermişse hemen yeri değiştiriliyor.” şeklinde konuştu.
Hükümetin, elindeki medya imkânlarıyla operasyonu itibarsızlaştırmaya çalıştığını ifade eden MHP’li Başesgioğlu, şunları söyledi: “Siyasi iktidar, bu operasyonları unutturmak ve itibarsızlaştırmak için sabah akşam propaganda yapıyor. 52 ilde propaganda gezisi yapıyor hem de orada teker teker seçimi zimmetliyor: ‘Aman hanımlar iyi çalışın, ablalar gelirse şöyle deyin’ diyor. Senin ablalar gittiği zaman öbür adamlar bir şey demiyor. Gidecek tabi. Abla da gidecek, abi de gidecek, kardeş de gidecek. Demokrasi ise herkes inandığını vatandaşa iletecek. Sen bütün kapıları kapatırsan o zaman yaşamış olduğumuz sistemin adı demokrasi olmaz, başka bir şey olur. Bizim MHP olarak en büyük korkumuz demokrasiden, hukuk devletinden ve hakim teminatından uzaklaşmak konusunda çok ciddi endişeler var.”
Toplumu kamplaştıracak dillerden uzaklaşması gereken iktidarın, ayrıştırma konusunda ne laf varsa hepsini dillendirdiğini belirten Başesgioğlu, bu konuda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dirayetinden başka bu toplumun güvencesi kalmadığını savundu.
Partisinin Zonguldak teşkilatında düzenlenen basın toplantısında konuşan Başesgioğlu, son 3 yıldır takip edilen dış politika ile Türkiye’nin 200 yıllık birikiminin yok edildiğini söyledi. Meclis’ten geçen Milli Eğitimle ilgili kanunun vicdanla bağdaşmadığını ifade eden Başesgioğlu, “Müsteşar hariç bütün Milli Eğitim personelinin görevlerine son veriyorlar. Dershaneleri kapatıyorlar. Dershanedeki öğretmenleri 320 bin tane genç çocuk beklerken sınavsız alma gayreti içerisindedirler. Bu adalete, vicdana, adalete, hakkaniyete sığar mı?” ifadelerini kullandı. Konuşmasında yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna değinen Başesgioğlu, “Bu şekilde ciddi bir soruşturmaya muhatap olan bir siyasal iktidarın yapması gereken bir şey vardı. Millete dönerek, ‘Ey aziz milletim, bu iddialar çok ciddidir. Adı geçen bakanları, aklanması için yargıya teslim ediyorum’ demesi lazımdı. Demokratik ülkelerde beklenen tavır budur. Çünkü mızrak çuvala sığmıyor. Yani o kadar her şey ortada, en azından soruşturulmaya muhtaç ki. Tamam masumiyet karinesi var. Ama bir de iddiaların ciddiliği var. Hiçbir cumhuriyet savcısı, hiçbir emniyet mensubu, elinde ciddi bir bilgi-belge olmadan bırakın bakan oğlunu, kimse hakkında soruşturma yapamaz. Operasyonlar başlayalı 90 gün oldu. Bir savcı, bir hakim bu işe karar vermişse hemen yeri değiştiriliyor.” şeklinde konuştu.
Hükümetin, elindeki medya imkânlarıyla operasyonu itibarsızlaştırmaya çalıştığını ifade eden MHP’li Başesgioğlu, şunları söyledi: “Siyasi iktidar, bu operasyonları unutturmak ve itibarsızlaştırmak için sabah akşam propaganda yapıyor. 52 ilde propaganda gezisi yapıyor hem de orada teker teker seçimi zimmetliyor: ‘Aman hanımlar iyi çalışın, ablalar gelirse şöyle deyin’ diyor. Senin ablalar gittiği zaman öbür adamlar bir şey demiyor. Gidecek tabi. Abla da gidecek, abi de gidecek, kardeş de gidecek. Demokrasi ise herkes inandığını vatandaşa iletecek. Sen bütün kapıları kapatırsan o zaman yaşamış olduğumuz sistemin adı demokrasi olmaz, başka bir şey olur. Bizim MHP olarak en büyük korkumuz demokrasiden, hukuk devletinden ve hakim teminatından uzaklaşmak konusunda çok ciddi endişeler var.”
Toplumu kamplaştıracak dillerden uzaklaşması gereken iktidarın, ayrıştırma konusunda ne laf varsa hepsini dillendirdiğini belirten Başesgioğlu, bu konuda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dirayetinden başka bu toplumun güvencesi kalmadığını savundu.